Dünya Sağlık Örgütü (WHO), depresyonu yaygın bir zihinsel rahatsızlık olarak sınıflandırıyor. Ancak depresyonu ruh halindeki anlık gelgitlerle ya da kısa dönemli duygusal tepkilerle karıştırmamak gerekiyor. Depresyon, özellikle uzun dönemli ve yüksek yoğunluklu olduğu zaman önemli bir sağlık sorununa dönüşüyor. Doğru bir depresyon teşhisi ancak konunun uzmanlarınca yapılabilecekken, rahatsızlığın kişi hayatındaki etkileri arasında sürekli devam eden üzüntü hali, normalde zevk alınarak yapılan aktivitelere karşı ilgisizliğin ortaya çıkması ve gündelik hayat aktivitelerini gerçekleştirirken dahi zorluk çekmek gibi belirtiler sıralanıyor.
Depresyonun Maliyeti
WHO verilerine göre dünya genelinde depresyon ve yoğun endişe sorunu yaşayan nüfusun sayısı 1990’da 416 milyon civarındayken, 2013’de bu sayı 615 milyona kadar yükseldi.

WHO depresyonun insan sağlığına olan etkisinin yanı sıra, iş gücü verimliliğindeki düşüş ve ilave sağlık masraflarının ekonomiye olan etkisinin yıllık 1 trilyon dolar civarında olduğunu hesaplıyor. Diğer bir deyişle depresyonun kişi başına düşen maliyeti yıllık 130 doların üzerinde oluyor. Dünya genelinde kamu harcamalarının otalama olarak %3’ü zihinsel rahatsızlıklarla mücadele için ayrılıyor. Bu oran düşük gelirli ülkelerde %1 civarındayken, yüksek gelirli ekonomilerde %5’e kadar yükseliyor.
Depresyonun ekonomiye etkisi yüksek olmakla birlikte depresyon ve stres bozuklukları ile mücadele için yapılan her 1 dolarlık yatırımın insan sağlığı ve verimlilik üzerinde 4 dolarlık pozitif geri dönüşü oluyor.
Avrupa Nüfusunu Yüzde 6,8’i Depresyon Belirtileri Gösteriyor
AB genelinde yapılan çalışmaya göre 18 yaş üzeri yetişkin nüfusun %6,8’inde depresyon belirtilerine rastlanıyor. Eurostat verileri, Macaristan’ın Avrupa Birliği ülkeleri arasında depresyonun en yaygın olduğu ülke olduğunu ortaya koyuyor. Macaristan nüfusunun %10,3’ünde depresyon belirtileri tespit edilirken, Macaristan’ı Portekiz (%10,1) ve İsveç (%9,2) takip ediyor. Depresyon belirtilerinin en az olduğu ülkeler ise Çekya (%3,2) ve Slovakya (%3,4). Türkiye’de ise depresyon belirtileri gösteren nüfus AB ortalamasına eşdeğer; %6,8.

Eurostat verileri Avrupa genelinde kadınlarda depresyon belirtilerinin (%7,9), erkeklere kıyasla (%5,5) daha fazla olduğunu ortaya koyuyor. Veriler ayrıca eğitim ve gelir durumu ile depresyon arasında bir bağ olduğunu ortaya koyuyor. İlk ve orta öğretim seviyesinde eğitimini tamamlamış nüfusta depresyon belirtileri yükseköğrenime sahip nüfusa göre yaklaşık iki kat daha fazla. AB çapında en düşük gelir grubundaki insanlarda depresyon belirtilerinin yaygınlığı ise en yüksek gelir grubundakilere göre üç kat daha fazla.
Kaynaklar
Dünya Sağlık Örgütü Eurostat