BM Dünya Sağlık Örgütü (WHO), insan sağlığını ilgilendiren konularda bilinç düzeyini arttırmak amacıyla 1950’den bu yana 7 Nisan’ı Dünya Sağlık Günü olarak kabul ediyor. Her sene farklı bir temaya odaklanan bu özel günün 2017 yılındaki teması, günümüzde birçok insanın farkında bile olmadığı depresyon hastalığıydı. WHO, sağlık hizmetlerine ulaşmanın temel bir insan hakkı olmasından hareketle “evrensel sağlık güvencesi” konusunu 2018 temasını seçmiş. 2015 yılında uygulamaya konulan Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri arasında da yer bulan evrensel sağlık güvencesi konusu her bireyin, maddi gerekçelerle kısıtlanmadan, yeterli miktar ve kalitede temel sağlık hizmetlerine erişmesi gerekliliğine işaret ediyor. 2018’deki sloganı “Herkes için Sağlık” olan bu önemli günde Türkiye’de sağlık hizmetlerine erişim ile alakalı verileri inceledik.
Sosyal Güvenlik Kapsamındaki Nüfus Oranı Artıyor
Temel sağlık hizmetlerinden faydalanabilmenin ön koşulu herhangi bir sosyal güvenlik programına dahil olmaktan geçiyor. Türkiye’de sigorta kapsamı dışında kalan nüfusun oranı son 10 yılda azalmakla birlikte, henüz herkesi kapsayabilen bir seviyede değil.

Hane Halkı Harcamalarının %2’si Sağlık İhtiyaçlarına Ayrılıyor
Sağlık güvencesi ile ilgili önemli konuların başında sağlık harcamaları geliyor. Türkiye’de hane halkı gelirinden sağlığa ayrılan harcamanın payı 2002’den bu yana %1,8 ila %2,4 arasında değişim gösteriyor. 2016 yılında oran %2 seviyesindeydi. Hane halkı bütçesinden sağlık için ayrılan harcamalar temel olarak özel hastane ve sigorta kapsamında karşılanmayan bakım ve ilaç hizmetleri için yapılan harcamalara tekabül ediyor.

Toplam Sağlık Harcamalarının GSYH İçindeki Payı Azalıyor
Sağlık güvencesinin kapsayıcılığını belirleyen bir başka önemli konu ise kamu sağlık harcamalarının GSYH’ye oranı. Türkiye’de kamusal sağlık harcamaları 2003’ten bu yana yıllık 24 milyar lira seviyesinden 120 milyar liraya kadar ulaşmakla birlikte, sağlık harcamalarının GSYH’den aldığı pay %5,2’den %4,6 seviyesine indi.