Bültenler
11'
Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları Son 7 Yılda %50 Azaldı
Büyüme
İlk yayın :
15 Aralık 2021
2012'de Türkiye'ye yapılan doğrudan yatırımlar arasında %19 olan gayrimenkul yatırımlarının payı, 2022'de %50'ye ulaştı.
2020, Dünya Genelinde Yatırımlarda 1990'lardan İtibaren En Düşük Seviyenin Kaydedildiği Yıl Oldu
Yatırımlarda 2020'de yaşanan %42’lik azalış, 2009’da yaşanan mali kriz sonrası değerin altında ve 1990’lardan bu yana görülen en düşük seviye oldu. 2020’nin uluslararası yatırımlar için vurucu etkisi gelişmekte olan ülkelerde gelişmiş ekonomilere kıyasla daha az hissedilirken 2021 tekrar yükselişile geçilen bir yıl oldu. Pandemi döneminde şirketlerin gelecek yatırımları açısından iki konunun öne çıktığı dile getiriliyor; dünya genelinde değer zincirlerinde yaşanan bir dönüşüm, tüketim ve yatırım cephesinde ertelenen bir talep ve güvenli ülkelere gitme eğiliminde birikmiş bir likidite. Gelecekte; öngörülebilirlik ve makroekonomik istikrarın rekabetçilik anlamında belirleyici unsurlar olacağı, gerçek anlamda bir ekonomik toparlanmanın 2022-23 döneminden önce yaşanmasının beklenmediği ifade ediliyor.
Türkiye’de Uluslararası Doğrudan Yatırımlar 2015'ten Bu Yana Düşüş Trendindeydi
2001 ekonomik krizinden sonra Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı ve Avrupa Birliği’ne tam üyelik müzakerelerini başlatan Türkiye, 2005’ten itibaren tarihinde hiç almadığı kadar uluslararası yatırım almaya başladı. 2015’te zirveye ulaşan yatırımlar, o tarihten itibaren azalmaya devam etti. 2020, yatırımların Türkiye’de bir önceki yıla göre %19 daha az gerçekleştiği ve son yıllarda en düşük yatırım girişinin kaydedildiği yıl oldu. 2021’deki toparlanmaya kadar devamlı olarak azalan yatırımların türleri de yıllar içinde sermayeden gayrimenkul yatırımlarına yönelecek şekilde değişti.
Türkiye, 2001 ekonomik krizi sonrası Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı’nın uygulanmaya başlaması ve 2005’te Avrupa Birliği’ne tam üyelik programına başlanmasının ardından 2008 de dahil olmak üzere, tarihinin en yüksek doğrudan yatırım miktarına ulaştı. Uluslararası doğrudan yatırımlarda büyüme eğilimi, 2015 sonuna kadar artarak devam etti. 1995-2005 arasında Türkiye’ye doğrudan yatırımlar toplam 2.2 milyar dolar olurken, 2005-2021 (Ocak-Ekim) arasında doğrudan uluslararası yatırımlar toplam 232 milyar dolara ulaştı. 2003-2008 arası sermaye yoğunluklu olarak artan yatırım girişleri, 2015’te zirve görmenin ardından 2020’ye kadar, Türkiye’nin risk oranının da git gide yükselmesiyle, her yıl daha az gerçekleşti.
Sermaye Yatırımları Gelişmekte Olan İçin Neden Önemli?
Gelişmekte olan ülkeler, doğrudan uluslararası yatırım yöntemleri içinde genellikle ve özellikle yabancı sermaye yatırımlarını; küresel ekonomik entegrasyonun yakalanabilmesi, ülke içi üretim, dolayısıyla ihracat ve istihdamın artması adına çekmek ister. Yatırımlar içinde sermaye yatırımlarının ekonomiye katkısı istihdam, üretim gibi farklı kalemlerde ve uzun süreli olarak hissedilirken, taşınmaz malların alınmasıyla gerçekleştirilen gayrimenkul yatırımlarının ekonomiye etkisi ancak kısa süreliğine hissediliyor.
Türkiye için kurun yükselişi ve Türk lirasında yaşanan değer kaybı ve en çok yatırım aldığı Avrupa bölgesi içinde yatırım için en ucuz ülke haline gelmesi ile bu ideal şartlardan ucuz fiyat, işgücü ve hammadde şartının sağlandığı söylenebilir. Fakat Türkiye’nin 2005'ten bu yana doğrudan yatırımlar için riskli bir ülke hâline geldiği; ülkelerin risk faktörlerini gösteren CDS priminde yaşanan yükselişler, Türkiye’nin kredi notlarının düşük seyredişi ve yıllar içinde uluslararası doğrudan yatırımların krediler ile uyumlu görünümü üzerinden anlaşılabiliyor.
Tablodaki yeşil alanlar "yatırım yapılabilir" puanları göstermektedir.
Uluslararası yatırımlar için çekici bir ülkenin ekonomik göstergeleri yatırım yapılacak ülkenin ucuz ücretlere sahip, yatırımdan alınan verimin yüksek olduğu ve özellikle yapılan yatırımın riske girmeyeceği, potansiyel olarak büyüme eğilimi gösteren bir ülke olduğunu işaret eder. İdeal şartların sağlanması ise iç talebe, siyasi ve toplumsal istikrara sıkı sıkıya bağlı.
2021'de Türk lirasında yaşanmaya başlayan değer kaybı devam ediyor. Hükümet yetkililerinin Türkiye’nin yeni bir ekonomi modeli denediğine ve bu model için uygulanmaya başlayan yöntemlerden taviz verilmeyeceğine dair açıklamaları, yılın son aylarında yüksek enflasyon oranları ve dalgalı kur ile sürdü. Yıl boyu hükümetin açıklamaları, ekonomistlerin yeni politikalara karşı eleştirileri ile birlikte Türkiye’nin gündemini oluşturdu.
Ekonomi politikalarına dair açıklamalara göre, eleştirilerin aksine faizlerin indirilmesi ile ithalata olan eğilimin düşmesi ve ihracatın artması bekleniyor. Cari açığı düşürmeye yönelik bu politika, kur baskısının azaltarak enflasyonun düşmesini amaçlıyordu. Cari açık son aylarda rekor seviyeye ulaştı. Doğrudan sermaye yatırımları, cari açığın düşürülmesi, istihdamın, ülke içi üretimin artması için gerekenlerden biri.
Türkiye’ye yapılan uluslararası doğrudan yatırımlarda düşüş görünümü dışında, dikkat çekici başka bir sonuç 2008’den itibaren gayrimenkul yatırımlarının yatırımlar içinde payının artıyor oluşu. Türkiye’de 2008’den itibaren azalan sermaye yatırımları, doğrudan yatırımların zirveyi gördüğü 2015 yılında yatırımların %73’ünü oluşturuyordu. Uluslararası yatırımların toplam miktarının da düşmeye devam ettiği yeni dönem içinde, özellikle 2008 sonrası yatırımların ağırlığı gayrimenkule doğru değişti.
Sermaye-gayrimenkul yatırımı oranları, 2020’de neredeyse yarı yarıya hâle gelmiş, 2021, pandemi etkisinde gerçekleşen yatırımların görece toparlanma eğilimine girdiği bir yıl olmuştu. Son verilere göre gayrimenkulün yatırımlar arasındaki payı artmaya devam ediyor. 2022 verilerine göre uluslararası doğrudan yatırımlarda gayrimenkul ve sermayenin payı yarı yarıya hale geldi.
İLGİNİ ÇEKEBİLİR