Sendikalılaşma Ne Durumda?
CHP Kocaeli Milletvekili Haydar Akar, İş Sağlığı ve İş Güvenliği ile bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair kanun tasarısı görüşmeleri sırasında yaptığı konuşmada, Türkiye’de sendikalaşmanın tarihin en alt seviyesine indiğini iddia etti.
Türkiye’de sendikalaşma ile ilgili sayısal göstergelerin geçerliliği tartışmalıdır. Sendika üyeliği ile ilgili yasal çerçeve değişiklikler ve üyelik uygulamalarındaki sorunlar nedeniyle 1948’den beri yayımlanan sendika istatistiklerinde bir karşılaştırma yapmak güçtür. Birden fazla sendikaya üyeliğin serbest olduğu ve sendikalar arası üye rekabetinin çok yoğun olduğu 1980 öncesi dönemde DİSK’in kurulmasıyla, 1966’da 374 bin olan sendikalı işçi sayısı 1981’de 5,1 milyona ulaşmıştır. Sendikaların tek taraflı bildirimlerine dayalı bu rakamların gerçekten uzak olduğu düşünülmektedir.
Türkiye sendikalaşma oranı açısından OECD sonuncusu
1980 darbesi ile durdurulan sendikal faaliyetlerin 1983’te tekrar başlamasıyla yayımlanmaya başlayan istatistiklerde sendikalaşma oranının yüzde 51–70 aralığında bulunduğu görülüyor. Fakat bu veriler uluslararası kuruluşlar tarafından referans görülmemektedir. Örneğin, Çalışma Bakanlığı verilerine göre 1999 yılı için sendikalaşma oranı % 69,3 iken OECD verilerine göre % 10,6’dır. Aynı dönem için Türkiye’deki mevcut sendikalar da farklı rakamlar üretmişlerdir.
Sendika istatistiklerindeki bu karmaşanın en önemli nedeni bilgi toplama ve hesaplama yapılırken kabul edilen farklı tanımlar ve sorunlardan kaynaklanmaktadır. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) sendikalaşma oranını, sendika üyelerinin maaş ve ücret geliri elde eden iş gücüne oranı olarak tanımlamaktadır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ise bu oranı sendikalı işçi sayısını, SSK’lı işçi sayısına oranlayarak elde etmektedir. Bu nedenle, ILO ve diğer kuruluşlar Türkiye’nin sağladığı resmi istatistikleri güvenli bulmamakta ve kullanmamaktadırlar. Yapılan bazı düzenlemelerde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın her yıl iki kez yayımladığı veriler % 50’lerden % 10’lara çekilmiştir.
Sendikalaşma oranları ile ilgili mevcut istatistiki karmaşa dikkate alındığında sadece resmi verilere bakılarak AK Parti iktidarı döneminde sendikalaşma oranlarının dibe vurduğu iddia edilemez. Veri toplama ve yasal çerçevedeki sorunlar nedeniyle sendikalaşma açısından uzun dönemli bir değerlendirme yapmak mümkün değildir. Fakat OECD’nin sağladığı 1999 – 2012 verisine bakılarak sendikalaşma oranının istikrarlı bir düşüş eğiliminde olduğu söylenebilir. OECD, 2012 için Türkiye’de sendikalaşma oranını % 4,5 olarak açıkladı ve bu oranla Türkiye, OECD ülkeleri arasında sonuncu sıradadır.
Sonuç olarak, CHP Kocaeli Milletvekili Haydar Akar’ın iddiasında kayda değer ölçüde doğruluk payı vardır.