Baba Vanga’nın 2025 Kehanetleri
2024’ün sonuna yaklaşırken, Nostradamus, Baba Vanga ve Muhyiddin Arabi gibi ünlü kâhinlere atfedilen 2025 kehanetleri yeniden gündeme düşmeye başladı. Bu içerikler, tıklanma uğruna üretiliyor ve bolca trafik çekiyor. Çünkü insanoğlunun belirsizlikten kaçınma güdüsü, böyle tahminlere karşı doğal bir ilgi yaratıyor. Savaşlar ve krizlerle kapanan 2024’ün ardından neler yaşanacağına dair bir ipucu bile rahatlatıcı bir teselli gibi görünebilir, değil mi?
Ancak bu kâhinlere dayandırılan kehanetlerin çoğunun aslında aynı basit formüle dayandığını görmek zor değil. Önce geçmişte yaşanan olaylara dair “kâhinlerin bunu önceden bildiği” iddiasıyla bir kanca atılıyor. Ardından, hayal gücü geniş internet kullanıcılarının ürettiği tahminler derlenip bu isimlere mal ediliyor. Sonuçta ise karşımıza tamamen etkileşim amacıyla üretilmiş, yanıltıcı ve yanlış bilgilerle dolu bir içerik çıkıyor.
İnsanlar Neden Kehanetlere İnanıyor? 
Sosyolog Ulrich Beck, “risk toplumu” kavramıyla, modernleşme süreçlerinin bizi küresel, öngörülemez ve kontrol edilmesi zor risklerle yaşamaya zorladığını vurgular. Çevresel felaketler, finansal krizler ve teknolojik tehditler artık hayatımızın merkezinde. Beck’e göre, üretimi önceleyen bir sistemden, risk yönetiminin başrolde olduğu bir sisteme geçiyoruz.
Benzer şekilde, Anthony Giddens da “ontolojik güvenlik” kavramıyla, geleneksel norm ve kurumların zayıfladığı bu çağda, insanların yeni risk ve belirsizliklere sürekli adapte olmaya çalıştığını söyler. Komplo teorileri, astroloji, doğaüstü açıklamalar ve kehanetlere olan ilginin artışı da bu dönemin bir yansımasıdır. Bireyler, risk ve belirsizliklere karşı geleceği anlamlandırmak ve bir kontrol hissi elde etmek için bilinmeyeni konforlu bir bilgi paketi olarak sunan bu tür açıklamalara yöneliyor.
Baba Vanga Kehanetleri Fenomeni
Kehanetler ve mistik kahinleri birçok kültürün gelenek ve folklorunun bir parçası. Popüler kültürde ise küresel etkileri olan iki isim öne çıkıyor: Bulgar kahin Baba Vanga ve kahin dendiğinde ilk akla gelen isim olan Nostradamus. 
Ufak bir arama bu kahinlerin kehanetlerinin her yıl bir tık tuzağı içeriği olarak sürekli üretilmekte olduğunu gösteriyor. Türkçe internette Baba Vanga’nın kehanetlerinin bulunduğu ilk içeriğin izi 2008’e kadar sürülebiliyor. Haberde “Obama’yı bilen kahin” olarak nitelendirilen Baba Vanga’nın  11 Eylül saldırıları, Kursk faciası ve Rusya’nın Gürcistan’ı işgal edeceği gibi gelişmeleri de bildiği iddia edilmiş. 

Baba Vanga'nın Kehanetleri (!)

YılKehanet
2008Dört farklı ülkenin devlet başkanlarına suikast girişiminde bulunulacak. Bu durum, 3. Dünya Savaşı’nın sebeplerinden biri olacak.
20103. Dünya Savaşı Kasım 2010’da başlayacak ve 2014 yılına kadar sürecek.
2011Radyoaktif dalgaların yoğunlaşması nedeniyle hayvanlar ve bitkiler yok olma noktasına gelecek. Müslüman ülkeler, kimyasal savaşla Avrupalıları yok edecek.
2014İnsanlığın yarısı kanserle mücadele edecek.
2016Avrupa’nın nüfusu azalacak.
2018Dünyanın yeni hâkimi Çin olacak ve ekonomik olarak güçlenecek.
2043Müslüman bir devlet, Avrupa’nın tek hükümdarı olacak.
2046Tedavi edilmeyecek organ kalmayacak. Hastalıklı organların yerine yenisi yapılabilecek.
2076Tüm dünyada “sınıfsız” bir komünizm sistemi yerleşecek.
2088Tüm hastalıklar birkaç saniyede tedavi edilebilecek.
2097Hızlı yaşlanmanın önüne geçilecek.
2167Yeni bir din ortaya çıkacak.
2304Ay’ın gizemi çözülecek.
3797Dünyanın sonu gelecek. İnsanoğlu başka gezegende yaşamaya devam edecek. 
Bu kehanetler arasında 2024’e kadar olanlarının içinde çok detaylı olanlarının hiç gerçekleşmediği görülebiliyor. Avrupa’nın nüfusunun azalacağı ya da Çin’in ekonomik olarak güçleneceği ilgili tahmin yapmak için ise çok da kahin olmaya gerek yok. 2008’den sonra neredeyse her yıl yapılan Baba Vanga içeriklerinde ise bu listenin geçmiş kısımları ayıklanarak tekrar paylaşılmış ve geçmiş birkaç yılın gerçekleşmiş olayları da Baba Vanga’nın bildikleri kategorisine eklenmiş.
Kim bu Baba Vanga? 
Baba Vanga, doğum adıyla Vangeliya Pandeva Dimitrova, 1911’de Osmanlı İmparatorluğu’na bağlı Strumica’da doğmuş ve 1996’da Bulgaristan’da hayatını kaybetmiş bir “kahin”. Çocuk yaşta bir fırtınada gözlerini kaybetmesiyle  doğaüstü yetenekler atfedilmesine uygun bir gizem kazandı. Genç yaşlarda bitkisel tedavilerle çeşitli hastalıkları iyileştirmeye başlayan Vanga, aynı zamanda geleceğe dair öngörülerde bulunarak geniş bir takipçi kitlesine ulaştı. Balkanlar ve Rusya başta olmak üzere medyada sıkça yer bulan kehanetleri, onu popüler bir figür haline getirdi.
Ancak, 1989 sonrası Bulgaristan’ın siyasi ve toplumsal dönüşümünü düşündüğümüzde, Baba Vanga’nın tek kahin olarak öne çıktığını söylemek güç. Devlet ateizminin sona ermesiyle birlikte, inançla ilgili konuların yeniden gündeme gelmesi ve medyanın etkisi, yeni bir spiritüalizm dalgasını tetikledi. Bu dönemde sadece kahinler değil, şifacılar, uzaylı hikayeleri ve mistik konular da popüler hale geldi. Baba Vanga ise bu geçiş döneminin en dikkat çeken ve karizmatik figürlerinden biri oldu.
Vefatının ardından Vanga’nın etkisi, özellikle 2000’li yıllarda internetin yaygınlaşmasıyla yeniden yükselişe geçti. Tabloid basının onun kehanetlerini manşetlere taşıması ve forum siteleri ile sosyal medya platformlarının bu içerikleri küresel kitlelere ulaştırması, Vanga’nın adını Balkanlar dışında da yaygın bir şekilde bilinir hale getirdi.
Aracılar ve Retroaktif Kehanet
Baba Vanga’nın kehanetleriyle ilgili en büyük sorun, bunların gerçekten ona ait olup olmadığının belirsizliği. Tüm bu kehanetler, çeşitli aracılar tarafından kamuoyuna aktarıldı ve doğrudan kaynağa dair elimizde herhangi bir kanıt yok. Haber içeriklerinde bazı kehanetlere kanıt olarak Sovyet yazar Valentin Sidorov’un 1979’da Vanga ile yaptığı görüşmeler gösteriliyor. Sidorov, kitabında Vanga’nın Rusya’nın 60 yıl içinde dünya hakimi olacağını ve Çin ile Hindistan’la birlikte yeni bir dünya düzeni kuracağını söylediğini iddia etmiş. Ancak bu kehanetlerin Sidorov’un hayal gücünden mi, yoksa gerçekten Vanga’nın kehanet gücüne mi dayandığını bilmek mümkün değil.
Vanga kehanetlerinin en önemli bir diğer aracı ismi ise yeğeni Krasimira Stoianova. Stoianova, 1990’larda Vanga hakkında birçok kitap kaleme almış ve bu eserler Rusçaya çevrilerek Vanga’nın Rusya’da popülerleşmesine katkı sağlamıştır. Bu popülaritenin ardındaki bir diğer neden ise Vanga kehanetlerinin Rus kamuoyunun hoşuna gidecek tahminleri de içermesi. 2010’lu yıllarda yapılan belgeseller ve dizilerle Vanga imajı büyük ölçüde yeniden kurgulandı. Hitler’in, Bulgar Kralı Boris’in ve KGB’nin danıştığı bir kahin olduğuna dair söylentiler, bu yapımlarla popüler kültüre de yerleşti. Sonuç olarak, her yıl “bir şeyler bildiği” şekilde sunulan ve gelecekle ilgili beklentilerin üzerine yapıştırıldığı bir kahin fenomeni de yaratılmış oldu. 
Kısacası Baba Vanga kehanetleri diye satılan içerikler popüler kültür ve medya tarafından yeniden inşa edilen bir efsaneye dayanıyor. Kehanetlerinin büyük bir kısmı doğrulanabilir kaynaklardan yoksun olduğu gibi, zamanla aracılar ve internet sayesinde sürekli yeniden üretildi. Risk ve belirsizliğe karşı bir şeyler arayan günümüz toplumunun bir konfor gıdası olarak da işlev görüyor.