Bu yazı, Canada’s National Observer’da yayınlanan “Hot Politics” isimli podcastin “Deconstructing Climate Disinformation” isimli bölümünden derlenmiştir. Podcast kanalına konuk olan Amy Westervelt 20 yıldan fazla bir süredir iklim sorunları hakkında haber yapan bağımsız araştırmacı gazeteci. Bu yazı da, Amy Westervelt’in anlatımından derlenmiştir. 

İklim Dezenformasyonu Nedir?

İklim dezenformasyonunu mezenformasyondan ayıran en temel faktör stratejik olarak iklim hakkında insanları belirli bir düşünceye sevk ediyor olması. Kasten ve bilerek iklim hakkında yanlış bilgi yaymak dezenformasyona giriyor ancak farkında olmadan ve yanlışlıkla iklim hakkında yanlış bilgi yayılımında bulunuyorsa buna mezenformasyon deniliyor. İnsanlar yayılan bilgilerin doğru olup olmadığına emin olmak için yeterli çabayı göstermiyorlar ve göstermek istemiyorlar. Dezenformasyonla karşılaştıklarında da iklim özelinde hayatlarında büyük değişiklikler yapmak istemedikleri için bu bilgilere inanma eğilimleri gösteriyorlar. 

Fosil Yakıt Endüstrisi Nasıl Dezenformasyon Üretiyor?

Fosil yakıt endüstrisi de son zamanlarda iklim değişikliğini konuşmaya başladı. Amerikan Petrol Enstitüsü, Twitter üzerinden paylaştığı bir tweette şu ifadeleri kullandı; 
“Gürültüyü duyuyoruz. Enerji tartışmaları, uzmanlar ve çok fazla iddia. Bunaltıcı gelebilir ama doğal gaz sektöründe çalışan milyonlarca sorun çözücü, en büyük üretim bölgelerinde emisyon oranlarını yüzde 60 azalttı. Gerçekten harekete geçtiler, gerçek çözümler üretmek için çalışıyoruz. Ayrıca, doğal gaz kullanımını azaltma konusunda ABD ilk sıralarda yer alıyor. Gürültüyü duyuyoruz ancak eyleme de odaklanıyoruz.”  
Fakat fosil yakıt endüstrisi yaşanan iklim sorunlarının temelini de atan endüstri. İklim değişikliği konusunda söz söylemelerinden yüz yıl öncesine bakıldığında bu endüstri ekonomi ve çevre hakkında toplumun nasıl düşüneceğini, hangi çevresel problemlere hangi çözümlerin üretileceği ve devletin ve regülasyonların rolünü tanımlama konusunda önemli bir güç sahibi olduğunu görüyoruz.

1800’lerin sonlarında bu endüstri toplumun çevre ve çevre korumasında devletin rolü hakkında nasıl düşünmesi gerektiğini kendi çıkarlarına göre şekillendirmek için adımlar atmaya başladı.  Eğer sektör bu kadar erken başlamasaydı iklim inkarı da bu kadar iyi sonuç vermezdi. Neredeyse bir yüzyıl boyunca fosil yakıt endüstrisi topluma nasıl düşünmeleri gerektiğini empoze etmişken iklim krizi için çaba gösterme düşüncesini insanlara aşılamak daha uzun bir süre alacak. 1800’lü yıllarda endüstri sürekli insan ve çevre arasındaki ayrımı ve ekonominin önemini vurguladı. Çevrenin ekonomi için feda edilmesi gereken bir şey olduğu anlayışını yerleştirdi. Sonuçta ekonominin işlemesi için doğal kaynak kullanımı şarttı. Tüm bu yönlendirmeler iklimle ilgili bir aksiyon alınmasını engellemeyi oldukça kolaylaştıran bir zihin yapısı yarattı. 
Fosil yakıt endüstrisi reklam kullanan ilk sektörlerden biriydi. 1900’lerin başında anket ve pazar araştırması oluşturmayı denediler. Hangi mesajların işe yarayacağı, hangi izleyicilerle ve kiminle konuşmaları gerektiğine dair belgeler günümüzde de mevcut. Örneğin, Exxon Mobil (Standard Oil of New Jersey) 1940’larda üniversitelere geniş yatırımlar yapmaya başladı ama bunun nedeni petrol arıtma tesislerinde yönetici veya mühendis aramak değil seçkin ve eğitimli insanların ekonomiye bakış açısını şekillendirmekti. 1920 ve 1930’lu yıllarda vergi kanununda üniversitelere yapılan bağışlar vergi istisnası olarak kabul edilince Exxon Mobil bunu bir fırsat olarak gördü. Ekonomi programlarını, araştırma merkezlerini ve kamu politikası araştırma merkezlerini finanse ettiler. Büyük resme bakan şirket, tüm araştırmaları yapan ve araştırmaya devam eden üniversiteleri kontrol edebileceğini öngördü. Böylece, politika yapıcılar araştırmaları incelediğinde araştırmaların üzerinde şirketin kontrolü olabilecekti.  

Fosil Yakıt Endüstrisinin Gündemi Şekillendirme Gücü

Günümüzde ise fosil yakıtları endüstrisinin daha güçlü bir silahı var. Sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla birlikte kullanıcılara her türlü bilgiyi sunabiliyorsunuz ve kaynağınız ölçüde bilgi bombardımanına da tutabiliyorsunuz. Endüstrinin kamuoyunda dönen iklim değişikliği tartışmasına yaptığı şey de bu. Bunun en güzel örneğini Rusya’nın Ukrayna işgali öncesinde sürecinde doğal gaz fiyatlarıyla ilgili etrafta dönen söylentilerin gelişiminden görmek mümkün. 
Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden altı, yedi ay önce fosil endüstrinin sözcüleri doğal gaz fiyatlarının iklim politikaları nedeniyle artacağını vaaz ediyorlardı. Ortada etkin bir iklim politikası olmadığından ötürü bu nedenselliğin hiçbir geçerliliği yoktu fakat bu açıklamaları gazeteciler dinledi. Gazetecileri ne doğal gaz fiyatlarının işleyişi hakkında ne de fiyatların seyri hakkında bilgileri vardı ama gündemi etkileme güçleri bu mesajı hep zinde tuttu. İşgalin başlamasıyla doğal gaz fiyatları arttı ama fiyatların artacağı aylardır sorgulanmadan taşınan bir mesajdı. Hatta bazı gazeteciler hem savaşı hem de iklim politikalarını fiyatların artışına neden olarak gösterdiler. Endüstri gündemi şekillendirme ve ani gelişen olaylara cevap verebilme kapasitesine sahip ve bu çok önemli bir silah.

Genç İklim Hareketi Farklı Aktivizm Yolları Deniyor

COVID-19 salgını öncesinde hızla yükselen genç iklim hareketi büyük gaz şirketlerini endişelendirdi. Büyük şirketlerin genç iklim hareketi ile nasıl başa çıkacaklarına dair stratejileri düşünürken COVID-19 salgını ile iklim aktivizmi geri planda kalmaya başladı. İnsanlar karantina sebebiyle protestolara katılamadı ve izole bir hayat sürdü. Tüm dünyada salgının biraz daha geri planda kalmaya başlarken sanat eserlerine ve mağaza vitrinlerine boya fırlatmak gibi pek çok protesto gerçekleştiriliyor. Bu protesto biçiminin ne kadar etkili olacağına dair pek çok tartışma yapmak mümkünken bu eylem biçimi iklim aktivistlerinin seslerini duyurabilmek için tüm seçeneklerinin tükendiğini gösteriyor. Bu eylemler, iklim aktivistlerinin başka bir yol bulmaya çalıştıklarını gösteriyor. 

İklim Dezenformasyonu Savaşında Fosil Yakıt Endüstrisi Önde

Fosil yakıt endüstrisi neredeyse bir yüzyıl boyunca toplumun nasıl düşünmesi gerektiği konusunda çok fazla para ve çaba harcadı. Dezenformasyonla mücadele için toplumun karşılaştığı her durumu sorgulaması gerekiyor. Bu alandaki dezenformasyon savaşını fosil yakıt endüstrisi kazanıyor. Örneğin, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi ABD’de bir fırsat oldu. Ülkeler yeni gaz üretimi için yeni yollar arıyor. Avrupa’da kısa vadeli bir çözüm olarak denizde yüzen sıvı doğal gaz terminalleri kuruldu. Başka ülkelerden bu terminaller gemi yoluyla sıvı gaz (LNG) getiriyor. Bu terminaller Avrupa’da enerji dönüşümünü erteleme potansiyeline sahip. Sıvı gaz ısıtılıp gaza dönüştürülme sürecinde ortaya çıkan karbondioksitten 20 kat daha zararlı bir sera gazı etkisi olan metan gazının çıkmasına neden oluyor. Terminalleri inşa etmek yaklaşık beş yıl sürüyor. Bu da demek oluyor ki önümüzdeki on yıl boyunca belirli bir miktarlarda sıvı gaz üretecekleri anlaşmalara imza attılar ve önümüzdeki on yıl boyunca gezegen zarar görmeye devam edecek.