Katkıda Bulunanlar:
Koray Kaplıca
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun kamu görevlilerine hakaretten yargılandığı dava, 14 Aralık 2022’de hakkında hapis cezası kararı verilmesiyle sonuçlandı. Gerekçesinin henüz açıklanmadığı kararda İmamoğlu’na TCK 125/3-a, 125/5, 43/2-1 maddeleri uyarınca 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası verildi. Ayrıca, TCK 53/1 maddesi ile belli haklarından yoksun bırakılma hükmü uygulandı. 53. madde uyarınca, İmamoğlu adına verilen karar kesinleşirse İBB Başkanı için siyasi yasak süreci başlayacak, seçme ve seçilme haklarından yoksun bırakılacak.
Yerel mahkemenin verdiği bu karara itiraz yolu açık. İtiraz süreciyle ilgili kamuoyunda birçok şüpheli bilgi yayılıyor. 

Ne Olmuştu?

Ekrem İmamoğlu, 31 Mart 2019’da gerçekleşen yerel seçimlerde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmiş, yapılan itirazlar sebebiyle mazbatasını alması 17 gün sürmüştü, 17 Nisan’da mazbatasını alan yeni belediye başkanı görevinin 18. günündeyken Yüksek Seçim Kurulu 6 Mayıs’ta seçimlerin tekrarlanmasına karar vermiş, İstanbul’da 23 Haziran’da belediye seçimleri tekrar düzenlenmiş, İmamoğlu %54,21 oyla yeniden başkan seçilmişti. 
30 Ekim 2019’da Fransa/Strasbourg’da düzenlenen Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’ne katılan İBB Başkanı, “Seçim döneminde kamu kaynaklarının iktidar lehine sınırsız şekilde kullanıldığını, kampanya süresince toplumu bölen ve kutuplaştıran bir dil kullanıldığını, Cumhurbaşkanı ve kabine üyelerinin seçim yasaklarını dikkate almayan eylem ve uygulamalarda bulunduklarını, iktidarın İstanbul’da seçimi, YSK kararı ile iptal ettirerek kazanmak istediğini” dile getirmişti.
Konuşmadan 4 gün sonra, 4 Kasım 2019’da İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: “Terörist olmaktan ceza alanları bu ülkenin selameti ve o beldenin selameti için görevden aldığımızda Avrupa Parlamentosu’na gidip, Türkiye’yi şikayet eden ahmağa söylüyorum. Bunun bedelini bu millet sana ödetecek. Bu iş bu kadar bedava değil.” ifadelerini kullandı.
İBB Başkanı İmamoğlu, aynı gün gazetecilerin Soylu’nun sözlerinin kendisine hatırlatılması üzerine; “Ben lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye. Seviyesine inmeyeceğim bir alan bu. Seçim sürecinde de seviyesine inmeyeceğimi defalarca dile getirmiştim. Bu seviye noktasından söyledikleri ve yaptıkları da zaten belli. O tarafına çok girmek istemiyorum ama oraya bir cümle kurmak isterim. 31 Mart’ta seçimi iptal edenler, ve dünyada, Avrupa’da onların gözünde nereye düştüğümüz noktasında, o olan biten şeylere baktığımızda, tam da 31 Mart’ta seçimi iptal edenler ahmaktır, önce oraya bir odaklansın” açıklamalarında bulundu.
Bu açıklamayla ilgili olarak, YSK Başkanlığı bir suç duyurusu dilekçesinde bulundu ve Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca İmamoğlu için iddianame hazırlandı. İddianamede, Mart 2019 İBB Başkanlığı seçiminin iptal edildiği, yeni seçimde de belediye başkanı seçilen İmamoğlu’nun 4 Kasım 2019’da yaptığı basın açıklamasında kurul üyelerine hakaret içeren beyanda bulunduğu, söylemin kamu görevlisi olan ve kurul halinde çalışan mağdurlara yönelik olduğu belirtildi. Şüphelinin suç tarihi itibarıyla İBB Başkanı olarak görevini yapmakta olduğu görülse de soruşturma konusu eylemin şüphelinin kişisel suçu olarak değerlendirilmesinde zaruret olmadığı, İmamoğlu’nun üzerine atılı suçu işlediği ve kamu davası açılması için gereken yeterli şüphe seviyesine ulaşıldığı anlatıldı. O dönem YSK Başkanı olan Sadi Güven ve 10 YSK üyesine yönelik zincirleme şekilde “kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı görevlerinden dolayı alenen hakaret suçundan 1 yıl 3 ay 15 günden 4 yıl 1 aya kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.
Savcılığın iddianamesi, 28 Mayıs 2021’de Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. 1 Haziran 2022’de görülen dava önce 21 Eylül’e ertelenmiş, bu süreçte hakimin görev yeri değiştirilmişti. 21 Eylül’de dava 11 Kasım’a ertelendi. 11 Kasım’da savcı İmamoğlu için en üst sınır olan 4 yıl 1 ay ceza ve siyasi yasak istedi, ertelenerek 14 Aralık 2022’de görülen dava, nihai kararın açıklanmasıyla sonuçlandı. 

İmamoğlu İçin 2 Yıl 7 Ay 15 Gün Hapis ve Siyasi Yasak Kararı Verildi

TCK'nın 125. maddesinin 6. fıkrası bulunmuyor, 5 fıkra oluşuyor. Hükmün bu kısmında bir yazım hatası yapılmış olabileceği düşünülüyor.

Kısa kararın açıklandığı duruşmada, sanığın üzerine atılı kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçu sabit görüldüğünden sanığın eylemine uyan TCK’nın, 125/3-a maddesi uyarınca 1 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, eylemin basın önünde işlendiği anlaşıldığından cezanın TCK 125/6 maddesi uyarınca ⅙ oranında artırılarak 1 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, eylemi kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı (YSK üyelerine karşı) işlemesi sebebiyle cezanın TCK 43/2-1 maddeleri uyarınca ½ artırılarak, sonuç olarak 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına; TCK’nın 53/1 maddesi uyarınca cezanın infazı tamamlanıncaya kadar, 53/3 uyarınca ise mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilmesine kadar yoksun bırakılmasına karar verildi. Davadan çıkan bu sonuç, eğer karar kesinleşirse Ekrem İmamoğlu’nun siyasi yasaklı hale geleceği, görevini terk edeceği ve seçilme hakkından yoksun kalacağı anlamına geliyor.
Kararın kesinleşmesi ise istinaf ve temyiz süreçlerine bağlı. 

İmamoğlu İçin Verilen Kararı Kesinleştirecek Süreç Nasıl İşleyebilir?

İstinaf Süreci
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu için verilen kararın, avukat ya da sanığın yüzüne okunması, yani tefhim edilmesiyle yerel mahkeme bu hususta nihai kararını vermiş oldu. Tefhimin gerçekleştiği günden itibaren hukuki olarak itiraz yani istinaf sürecini başlatmak için 7 gün süre mevcut. Fakat gerekçenin açıklanmadığı durumlarda bu süre mahkemenin gerekçeyi açıklamasıyla başlıyor. Gerekçeli kararın henüz açıklanmamış olduğu İmamoğlu davasında, sanık da savcı da “süre tutum” ya da “müddeti muhafaza” denilen dilekçeyi sunarak, gerekçeli kararın açıklanmasının ardından gerekçeli itirazın sunulacağını ve davanın istinafa taşınmasını belirten bir dilekçe yazarak karara itiraz edebilirler. 
İstinaf yolunun açacak adımın İmamoğlu’nun avukatları tarafından atılması beklenirken, kararın açıklanmasından bir gün sonra Cumhuriyet Savcı Furkan Okudan yazdığı dilekçeyle istinaf süreci için ilk adım atan taraf oldu. 

Bu durumda gerekçeli karar açıklandığı zaman dava için istinaf süreci başlayacak. Olağan bir itiraz yolu olan istinaf başvurusu, ilk derece mahkemelerin (yerel mahkemeler) verdiği karara karşı yapılabilir. İstinaf başvuruları, Bölge Adliye Mahkemeleri tarafından incelenir ve karara bağlanır. Yetki bakımından değerlendirildiğinde bu inceleme İstanbul Bölge Adliye Mahkemeleri Ceza Daireleri tarafından yapılır. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi iş bölümü kararlarına bakıldığında davada cezanın verildiği TCK 125. madde ile ilgili davalara 23. ve 24. Ceza dairesi bakıyor. 
Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Daireleri tarafından verilecek kararların incelenmesi için sanık, müdafileri (avukatları) veya Bölge Adliye Mahkemesi savcısı temyiz başvurusunda bulunabilir. Bu durumda, karar için Yargıtay yolu açılmış olur.
Temyiz Süreci
Aslında beş yıl ve daha az hapis cezaları, miktarı ne olursa olsun adli para cezaları 2019’a dek temyize dahil değildi. Ekrem İmamoğlu’na da kısa süreli hapis cezası verilmiş olması sebebiyle davanın temyize taşınamayacağına yönelik bir tartışma sürüyor.
Fakat, 17 Ekim 2019’da 7188 sayılı Kanun ile CMK’nın Temyiz yan başlıklı 286. maddesine eklenen 3. fıkra, hakaret suçunun kamu görevlisine işlenmesine ilişkin davaları da temyiz edilebilir kılıyor. 2019 tarihli bu düzenleme, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinden gelen eleştiriler doğrultusunda İnsan Hakları Eylem Planı kapsamında yapılmıştı. 

Temyiz sürecinde, İstinaf Mahkemesinin verdiği nihai karar hukuka uygun olup olmadığı hususunda denetlenir. Yargıtay’ın  vereceği bu karar, aynı zamanda davayı kesinleştirecek olan karar. İstinafın sona ermesinden itibaren temyiz başvuru süresi ise iki hafta. Yargıtay, incelemeleri sonucu oluşturduğu tebliğnamede kesin kararını açıklar. 
İstinaf ve Temyiz Süreci Ne Kadar Sürecek?
Kamuoyunda merak edilen soruların başında ise İmamoğlu davasında istinaf ve temyiz süreçlerinin ne kadar süreceği geliyor. Normal şartlar altında bu süreçler mahkemelerin üzerindeki dava yükleri gibi nedenlerle uzun sürebiliyor. Örneğin İmamoğlu davasının istinaf sürecini yürütecek olan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Daireleri’ne 2021 yılında toplamda 186 bin 673 dava geldi. Bu davaların yaklaşık %40’ını 2020 yılından devreden davalar oluşturdu. Mahkeme bu davalardan %63’ünü karara bağlarken 68 bin 625 dava bir kararla sonuçlanmadan 2022 yılına devroldu. Fakat siyasi sonuçları olan davaların diğer davalara oranla hızlı şekilde sonuçlandığı örnekleri görmek mümkün. 
Doğruluk Payı olarak bu yazının hazırlanmasında sundukları destekler için Av. Mete Erarslan ve Arş. Gör. Haşim Özpolat'a teşekkür ederiz.