Freedom House, özgürlüklerin durumu üzerine araştırmalar yürüten ve yayımlayan bir düşünce kuruluşu. Kuruluşun “İnternette Özgürlük 2021” raporuna göre, Türkiye internet özgürlüklerinde 70 ülke arasından 53. sırada bulunuyor ve "özgür olmayan" ülkeler arasında yer alıyor.
Rapor, çevrimiçi politikalar hakkında hükümetler ve şirketler arasında yaşanan çekişmelerin ortasında, internet ortamında özgürlüklerin küresel olarak son 11 yıldır devamlı olarak düştüğünü belirtiyor.
Şirketlerden hükümetlere doğru yaşanan bu güç değişiminin özgürlükler için olumsuz sonuçlara sebep olmasının en önemli nedenlerinden biri; dönüşümün internet ortamında ifade özgürlüklerinin daha önce görülmemiş bir baskı altında olduğu bir ortamda yaşanıyor olması.
İfade Özgürlükleri Tehlikede
Şirketler ve hükümetler arasında hızla büyüyen otorite çatışmaları arasında, en büyük zararı kullanıcı hak ve özgürlükleri görüyor. Veri yönetimi konusunda giderek artan sayıda yasa, kullanıcı verilerini ülke içindeki sunucularda depolamayı zorunlu kılarak vatandaşlar üzerinde hükümet gözetimini oldukça kolaylaştırıyor. Hükümetler gözetimin bahanesi olarak veri egemenliği kavramını kullanıyor. Kullanıcılar bu hâlde, şirketlerin şeffaf olmayan moderasyon sistemleriyle mücadele etmek ve çevrimiçi haklarını korumak için giderek kendi başlarına bırakılıyor.
Rapor, internet ağının %88’ini oluşturan 70 ülkeyi ele alıyor. 2021 yılında, 56 ülkede otoriteler çevrimiçi paylaşımları dolayısıyla insanlar tutuklandı ya da mahkûm edildi. 20 ülkede internet erişimi askıya alındı. 41 ülkede kullanıcılar paylaşımları nedeniyle doğrudan fiziksel şiddete maruz kaldı. Bu rakamlar, Freedom House’un internet özgürlüklerini takip ettiği süreç içerisinde birer rekor olarak kaydedildi.
Geçtiğimiz yıl 48 ülkede hükümetler, teknoloji şirketlerinin topladıkları gücü yerelleştirme çalışmaları uyguladı. Kullanıcıların dolandırıcılık, ayrımcılık, çocukları korumak ve diğer toplumsal sorunlardan koruma çağrılarına yanıt verdiğini öne süren hükümet önlemleri görünürde teknoloji devlerini sorumluluklarını yerine getirmeye teşvik ediyor. Fakat yönetimlerin kaygı ve amaçlarına göre değişen önlemler, kullanıcı haklarını korumaktan ziyade yayılması istenmeyen içerikler için şirketlere uygulanan yaptırımlar ile aslında özel şirketlere siyasi ve politik sorumluluklar yüklenmesi riskine sahip.
Casus Yazılımlar, Hükümetler Tarafından Veri Elde Etmek İçin Kullanılıyor
Freedom House’un değerlendirdiği 70 ülkenin en az 45’inin NSO Group, Cellebrite, Circles ve FinFisher gibi gizli şirketler tarafından sağlanan casus yazılımlara ya da veri çıkarma teknolojisi erişimine sahip olduğundan şüphe ediliyor. Gözetim teknolojisi için gelişen ticari pazar, hükümetlere hukukun üstünlüğü ilkesinden cayma ve özel iletişimleri kendi takdirlerine göre izleme konusunda hiçbir zaman olmadığı kadar büyük bir kapasite sağlıyor.
Dijital Ortamda Özgürlüklere COVID-19 Etkisi
2020 yılı boyunca hükümetler, eleştirel içeriklerin ve istenmeyen haberlerin sansürlerini meşru kılabilmek adına “Covid-19 salgınına dair yanlış bilgilerin yayımını engellemek” bahanesini yaygın olarak kullanmıştı.
Aşı ve temaslı takibi için kullanılan bazı akıllı telefon uygulamaları ile sağlanan verilerin amacı dışında kullanıldığına ilişkin haberler, Singapur ve Avustralya gibi bazı ülkelerden bu yıl da gelmeye devam ederken konuyla ilgili iyi yönde gelişmeler de yaşandı. Bazı ülkeler aşılama ile birlikte düşen vakalar ile pandemi için alınan olağanüstü hal uygulamalarını geri çekti, temaslı takibi amacıyla sürdürülen üst veri toplama işlemlerini durdurdu ve bu amaçla kullanılan aygıtları fiziksel olarak imha etti.
Show more

Türkiye, İnternet Özgürlüğünde 70 Ülke Arasından 53. Sırada
Rapora göre, Türkiye dijital ortamda halen “özgür olmayan” ülkeler arasında yer alıyor. Avrupa ülkeleri arasında sonuncu sırada yer alan Türkiye’nin ağ özgürlükleri skoru son üç yıldır düşüyor.
Mayıs 2020 ve Haziran 2021 arasını kapsayan raporlama döneminde Türkiye’de internet hızı güvenilir bir seviyede olmaya devam ederken, internet fiyatları yüksek seyretti. Türkiye, internet alım gücü açısından Avrupa’da sonuncu ve dünya genelinde de 53. sırada yer alıyor. Raporda, Türkiye'nin telekomünikasyon altyapısının pandemi döneminde çevrimiçi derslerin sağlıklı şekilde yapılmasına izin vermediği ve dönem boyunca 1.5 milyon öğrencinin internet bağlantısının olmadığı belirtiliyor.
İfade Özgürlüğü Derneği’nin verilerine göre 2013’te erişilemeyen internet sitesi sayısı 40 bin iken bu rakam Temmuz 2020’de 408.494’e yükselmişti. Rapor ayrıca içerik kaldırma kararlarının şeffaflıktan yoksun olduğunu da ekliyor.
2016’dan bu yana yaptırım ve kısıtlamalar için artan bir şekilde uygulanan Cumhurbaşkanına hakaret gerekçesi ise kullanıcıların veya içerik üreticilerinin otosansür mekanizmalarının koyulaşmasına sebep olmaya devam ediyor.
Rapora göre geçtiğimiz yıl Türkiye’de haber siteleri ve gazeteciler siyasi açıdan tartışmalı içerikler yayınladıktan sonra özellikle hassas anlarda sık sık teknik saldırıya maruz kaldı. Boğaziçi Olayları sırasında LGBTİ+ öğrenciler, hükümet tarafından doğrudan hedef gösterildi. Platformların nefret söylemini yaymamak için öğrencilerin “sapık” olarak nitelendirildiği içeriği kısıtlamasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “dijital faşizme karşı harekete geçilmesi” çağrısında bulundu.
Önemli Gelişmeler, 1 Haziran 2020 - 31 Mayıs 2021
Mayıs 2020’den Haziran 2021’e kadar uzanan süreci göz önüne alan raporda Türkiye’de çevrimiçi ağ özgürlüklerini etkileyen en önemli gelişmeler şöyle sıralanmış;
Ocak 2021’de iletişim hizmetleri ve cihazlar için vergiler %7,5’tan %10’a yükseltildi.
Ocak 2021’de başlayan Boğaziçi Direnişi sırasında ClubHouse uygulaması üzerinden iktidar partisini eleştiren üç öğrenci gözaltına alındı.
Nisan 2021'de Emniyet Genel Müdürlüğü, vatandaş gazeteciliğini veya protestoların kaydedilmesini yasaklayan bir yönerge yayınladı. 1 Mayıs protestoları sırasında polis, bu yasağı profesyonel gazetecilerin cihazlarından çekilen görüntüleri silmek için kullandı.
Temmuz 2020’de sosyal medya şirketleri için kayıt ve veri yerelleştirme gereklilikleri içeren, platformu istenmeyen içeriği 48 saat içinde kaldırmaya zorlayan hükümleri içeren Sosyal Medya Düzenlemeleri Yasası’nın meclisten geçti ve Ekim 2020’de yürürlüğe girdi.
RTÜK, müzik platformu Tidal’ı engelledi.
RTÜK, Netflix platformunda yayınlanacak bir dizide LGBTI+ unsurlar barındıran birkaç bölüme dizi henüz yayınlanmadan müdahale etti.
Hükümeti eleştiren yayınlara sahip Tele1’in Youtube kanalı herhangi bir açıklama yapılmadan askıya alındı.
Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu bir Twitter paylaşımı sebebiyle iki yıl altı ay hapis cezasına çarptırıldı.
Muhalefet partisi yetkilisi Canan Kaftancıoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret içerdiği iddia edilen Twitter paylaşımları nedeniyle dokuz yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Levent Gültekin MHP’nin kurucusu hakkında yaptığı çevrimiçi yorumlar sebebiyle fiziksel şiddete maruz kaldı.