İnternet hızı, sadece teknolojik bir konfor değil, aynı zamanda bilgiye erişim, ekonomik kalkınma ve sosyal eşitlik açısından da temel bir ihtiyaç haline gelmiş durumda. Eğitimden iş dünyasına, sağlık hizmetlerinden sosyal etkileşime kadar pek çok faaliyet, hızlı ve kesintisiz internet bağlantısına dayanıyor. Yüksek internet hızı, uzaktan çalışma ve eğitim olanaklarını artırırken, işletmelerin verimliliğini yükseltiyor, dijital ekonominin büyümesini destekliyor ve inovasyonu teşvik ediyor. İnternet hızının yeterli olmadığı durumlarda ise bilgiye erişim zorlaşıyor, ekonomik fırsatlar kaçırılıyor ve dijital uçurum daha da derinleşiyor.
Sosyal medyada kısa bir gezinti bile Türkiye’de yetersiz internet hızının en yaygın şikayet konularından biri olduğunu görmek için yeterli. Kullanıcıların büyük bir kısmı sunulan internet hizmetlerinden memnun değil ve bu durumun sorumlusu konusunda tartışmalar da oldukça canlı. Kimileri fahiş fiyat ve yetersiz hizmet için özel sektörü eleştirirken, kimileri de altyapı yetersizliği ve rekabeti teşvik ederek tüketici memnuniyetini artıracak politikalar geliştiremeyen devleti sorumlu tutuyor. 
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, geçtiğimiz aylarda yaptığı bir konuşmada da Türkiye’nin aslında 80 Mbps seviyesinde ortalama internet hızı sunabilecek kapasiteye sahip olduğunu, ancak kullanıcıların talebinin genellikle 35-40 Mbps civarında kaldığını belirterek tartışmanın başka bir boyutuna da parmak basmıştı. 
Türkiye İnternet Hızında Ne Kadar Geride? 
ABD merkezli Ookla şirketine ait Speedtest internet sitesi, dünya genelindeki internet kullanıcılarının anlık hızlarını ölçebileceği bir hız testi servisi sunuyor. Şirket, bu testlerden elde ettiği verilerin ortalamalarını analiz ederek her yıl Speedtest Global Index raporunda yayımlıyor. Bu rapor, ülkelerin sabit ve mobil internet hızlarını karşılaştırmalı olarak göstererek küresel internet altyapısının genel durumuna dair önemli bir perspektif sunuyor. Bu rapora temel olan hız değerleri olarak ise o ülkeden kullanıcıların yaptığı hız testlerinin medyan değeri alınıyor. 
Ocak 2025 güncellenmiş raporuna göre, Türkiye sabit internet hızında 49,11 Mbps ortalama ile 153 ülke arasında 101. sırada yer alıyor. Bir önceki yıl 43,10 Mbps olan hız ortalamasına kıyasla artış görülse de, Türkiye listede yalnızca 2 sıra yükselebilmiş. Küresel sabit internet hız ortalaması 97,61 Mbps, upload (yükleme) hızı ortalaması ise 52,84 Mbps olarak açıklanırken, Türkiye’nin upload ortalaması sadece 14,36 Mbps seviyesinde kaldı. Ayrıca, Bangladeş, Mauritius, Gana ve Fildişi Sahilleri gibi ülkeler Türkiye’den daha yüksek sabit internet hızına sahip. Mobil internette de Türkiye, dünya ortalamasının gerisinde kalıyor. 66,04 Mbps mobil internet ortalamasıyla 104 ülke arasında 58. sırada yer alan Türkiye, dünya genelindeki 91,24 Mbps ortalamanın oldukça altında. Ancak Türkiye’nin mobil upload ortalaması 16,12 Mbps ile 13,47 Mbps olan dünya ortalamasının üzerinde. Yine de genel internet hızları açısından Türkiye, küresel sıralamada beklenen seviyenin gerisinde kalmaya devam ediyor.
Speedtest, Temmuz 2024 - Aralık 2024 dönemini kapsayan Türkiye’deki internet hızlarına dair detaylı bir rapor yayımladı. Bu dönemde yapılan hız testlerine göre, Türknet 74,44 Mbps ortalama indirme hızıyla Türkiye’nin en hızlı internet servis sağlayıcısı oldu. Turkcell Superonline ise 63,27 Mbps ortalama indirme hızıyla ikinci sırada yer aldı.
Show more

Mobil internet hızlarında ise Turkcell 85,35 Mbps ortalama hızla Türkiye’nin en hızlı mobil operatörü oldu. Türk Telekom, 52,44 Mbps ortalama hızla ikinci sırada yer alırken, Vodafone 37,48 Mbps hızla üçüncü sırada bulunuyor.
Show more

Speedtest, Türkiye’nin en kalabalık 5 şehrindeki internet hız ortalamalarını da açıkladı. Rapora göre, İstanbul 59,62 Mbps’lik ortalama hızla en hızlı sabit internet indirme hızına sahip şehir oldu. İstanbul’u Ankara ve İzmir takip ederken, listenin son sırasında Bursa yer aldı. 

Türkiye’nin İnterneti Neden Yavaş?
Türkiye’de internetin neden yavaş olduğuna dair bir açıklama üretmek için birden fazla faktörü incelemek gerekiyor. Bu faktörlerden ikisi olan altyapı eksiklikleri ve piyasa yapısı en belirleyici olanlar. Yeterli fiber optik yaygınlığı olmaması, eski bakır şebekenin sınırları ve kırsal kesimde yatırım açığının bulunması, fiziksel olarak yüksek hızların sunulmasını engelleyen birincil etken. Altyapı kapasitesi sınırlı olunca, ister istemez sunulan paket hızları düşük kalıyor ve rekabet olsa bile sağlayıcılar en fazla bu altyapının izin verdiği kadar hız verebiliyor. Elektrik Mühendisleri Odası ve Bilgisayar Mühendisleri Odası gibi meslek kuruluşları da internetin yavaş ve pahalı olmasını doğrudan doğruya yetersiz altyapı yatırımına ve bu alandaki stratejik hatalara bağlıyor.
BTK’nın 2024 yılı 3. çeyrek pazar verileri raporuna göre  geçen yılın aynı çeyreğinde 549 bin km olan fiber uzunluğu, 2024 yılı üçüncü çeyreğinde 588 bin km’ye yaklaştı ve %7 oranında artış gerçekleşti. Sabit genişbant abone sayılarının teknoloji bazında dağılımında ise fiber abone sayısı %38,1’de kalmış durumda. Abonelerin %50’den fazlası halen xDSL teknolojisi ile hizmet alıyor. Yani sabit internet kullanıcılarının çoğunluğu için altyapı, yüksek hızları destekleyecek güncellikte değil.
Türkiye’deki internet hızının en büyük sorunlarından biri pazar dinamikleri ve rekabet eksikliği olarak öne çıkıyor. Uzun yıllar boyunca sabit internet altyapısının büyük ölçüde Türk Telekom’un hakimiyetinde olması, fiyat rekabetini ve teknolojik gelişmeleri sınırlayan bir etken oldu. Tekel yapısı, hem yeni yatırımları engelledi hem de mevcut altyapının verimli kullanılmasını zorlaştırdı. Alternatif operatörlerin güçlenmesi ve altyapı paylaşımı konularında geç adımlar atılması, fiber yatırımlarının yavaş ilerlemesine neden oldu.
Türkiye’de fiber altyapı imtiyaz hakkı şu anda Türk Telekom’un elinde bulunuyor. Diğer servis sağlayıcıları da fiber hizmeti sunabiliyor ancak bu, Türk Telekom’un izin verdiği çerçevede gerçekleşiyor. Türk Telekom’un mevcut imtiyaz hakkı 2026 yılında sona erecek. Ancak, bu sürecin nasıl yönetileceği konusunda belirsizlikler devam ediyor. Lisans anlaşması yenilenmezse Türk Telekom’un inşa ettiği altyapının devlete devredilmesi söz konusu olabilir. Bunun yanı sıra, TurkNet, Vodafone ve Turkcell gibi firmaların kendi fiber altyapı hizmetleriyle ilgili nasıl bir süreç işleyeceği kamuoyunda net değil. 
Türkiye’de internet hızını olumsuz etkileyen üçüncü önemli faktör regülasyonlar ve bürokratik engeller. Aralık 2020’de çıkarılan bir düzenleme ile fiber altyapı döşeme izinleri konusunda önemli bir değişiklik yapıldı. Daha önce büyükşehir belediyelerinin yetkisinde olan kazı ruhsatı izinleri, ilçe belediyelerine devredildi. Bu değişiklik, özellikle büyük şehirlerde fiber altyapı genişletme süreçlerini zorlaştırdı.
Omdia’nın 2024 yılı Fiber Gelişmişlik Endeksi raporu, dünya genelinde fiber genişbant altyapısının gelişmişlik seviyesini değerlendiren kapsamlı bir çalışma. Raporda, 93 ülke üç farklı kategoriye ayrılmış. Birinci kategori, oldukça gelişmiş fiber tabanlı genişbant ağlarına sahip ülkeleri kapsarken, ikinci kategori daha fazla fiber genişbant kullanımına doğru ilerleyen gelişmiş genişbant ülkelerini içeriyor. Üçüncü kategori ise genişbant hane penetrasyonunun düşük olduğu ve altyapı açısından gelişmekte olan ülkeleri kapsıyor.
Bu değerlendirmede Türkiye, 93 ülke arasında 61. sırada yer aldı ve daha fazla fiber genişbant kullanımına doğru ilerleyen gelişmiş genişbant ülkeleri grubunda sınıflandırıldı. Bu durum, Türkiye’nin fiber altyapısında ilerleme kaydettiğini ancak hala en gelişmiş ülkeler seviyesine ulaşmadığını göstermektedir. Fiber genişbantın yaygınlaşması, internet hızlarını artırmak ve altyapı kalitesini iyileştirmek açısından büyük önem taşıyor.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, geçtiğimiz aylarda katıldığı bir televizyon programında Türkiye’deki internet hızının istenilen seviyede olmadığını kabul ederek, ülkenin bu konuda daha iyi bir konumda olması gerektiğini de belirtmişti. Türk Telekom’un fiber altyapı döşemekten birinci derecede sorumlu olduğunu ifade eden Uraloğlu, toplam fiber hat uzunluğunun milyon kilometre seviyelerine ulaşması gerektiğini vurguladı. Türk Telekom’un imtiyaz sürecinde üzerine düşenleri yaptığını ancak bunun yeterli olmadığını dile getiren Uraloğlu, yeni imtiyaz anlaşmasında yatırım şartı eklemeyi planladıklarını ve sadece hazineye aktarılacak para üzerinden bir model oluşturmayacaklarını açıkladı.
Bu noktada, altyapıyı döşeyen şirket ile hizmeti satan şirketin aynı olması nedeniyle fiber ağın hanelere ulaşımının yavaşladığı yönünde eleştiriler de bulunuyor. Bu eleştirilerden biri, Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Hasan Süel tarafından dile getirildi. Süel, altyapıyı inşa eden ve işleten şirketlerin ayrışmasının hem rekabet ortamı oluşturacağını hem de verimliliği artıracağını savundu.
Öte yandan, Türkiye şu anda 4.5G mobil internet hizmetini kullanmaya devam ederken, 5G’ye geçiş yerine daha gelişmiş bir teknoloji olan 5.5G’ye doğrudan geçmek için çalışmalar başlatmıştı. Bu kapsamda geçtiğimiz günlerde Rams Park ve Papara Park stadyumlarında 5.5G test yayınına başlandı. Yetkililer, 2026 yılı itibarıyla 5.5G teknolojisinin tüm kullanıcıların erişimine açılacağını duyurdu. Ancak dünya genelinde mobil internet teknolojisi daha da ileriye taşınarak 6G’ye yönelmiş durumda. 2025 yılında 6G standardizasyonu için erken dönem çalışmaların başlaması, 2030 yılına kadar ise Avrupa ve ABD’de 6G teknolojisinin kullanıma sunulması planlanıyor.