Bir Facebook sayfası tarafından 31 Ekim 2020 tarihinde yapılan paylaşımda AFAD’ın İzmir’de gerçekleşen depremin büyüklüğünün Amerika, Avrupa’daki kaynaklardan farklı olarak 6.6 olarak duyurmasında, devletin maddi yardım ve binaları yeniden yapma zorunluluğundan kaynaklandığı iddia edildi.
Paylaşımda geçen metin şu şekilde:
AFAD’ın ısrarla 6.6 demesinin bir sebebi varmış. USA, Avrupa 7 diyor ama bizimki 7’ye çıkmıyor çünkü 7’de devletin maddi yardım, binaları yeniden yapma zorunluluğu varmış.
Benzer iddialar İzmir Depremi ardından yayılmış ve doğrulama platformu Teyit tarafından da analiz edilmişti.
AFAD’ın Verdiği Bilgiler Neden Dış Kaynaklardan Farklı?
İddiada bahsedilen Amerika ve Avrupa kaynaklarını kontrol ettiğimizde Amerika Birleşik Devletleri Jeoloji Araştırmaları Kurumu USGS’nin ve Avrupa-Akdeniz Sismoloji Merkezi EMSC’nin ölçümlerinin 7 büyüklüğünde olduğunu, AFAD’ın ölçümün ise 6.6 büyüklüğünde olduğunu görüyoruz.
Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Alan, bu farklılıkların çok büyük bir önem teşkil etmediğini, daha sonra yapılacak revizyonlarla bu rakamların birbirine yaklaşacağını söylüyor. Her bir kurumun farklı noktalarda ölçüm yapan istasyonları olduğunu aktaran Alan, “İstasyonların depremin merkezine olan uzaklıkları, kayıt nitelikleri, kalitesi ve benzeri konular yapılan hesaplamayı etkiliyor. Yapılan ölçümün doğruluğu veri kalitesiyle doğrudan ilintili” diye konuştu. Aradaki bu fark kurumların depremin büyüklüğünün ölçümüyle ilgili farklı bir değeri baz alıyor olmasından kaynaklanıyor.
USGS ‘de yer alan bilgiye göre Richter Ölçeği Logaritmik deprem büyüklüğü ölçeği fikri ilk olarak 1930'larda Charles Richter tarafından, yakındaki sismograf istasyonlarından nispeten yüksek frekanslı veriler kullanılarak güney Kaliforniya'da meydana gelen depremlerin boyutunu ölçmek için geliştirildi. Dünyada daha fazla sismograf istasyonu kuruldukça, Richter tarafından geliştirilen yöntemin yalnızca belirli frekans ve mesafe aralıkları için kesinlikle geçerli olduğu ortaya çıktı. Küresel olarak dağıtılmış sismograf istasyonlarının sayısının artmasından yararlanmak için, Richter'in orijinal fikrinin bir uzantısı olan yeni büyüklük ölçekleri geliştirildi. Richter Moment Magnitüd Ölçeği de bunlardan biri. Özellikle, çok büyük depremler için moment büyüklüğü, deprem boyutunun en güvenilir tahminini verir.
Incorporated Research Institutions for Seismology IRIS'de yer alan bilgiye göre küçük depremlerde iki ölçüm şekliyle de çok yakın sonuç alabilirken büyük depremlerde farklı sonuçlar ortaya çıkabiliyor. AFAD farklı bir ölçüm şekli kullanmasından dolayı farklı bir sonuç yayınlıyor.
Devletin 7.0 Büyüklüğünde Bir Depremde Maddi Yardım ya da Bina Yapma Zorunluluğu Var mı?
7269 sayılı “Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun”a göre devlet tarafından zarar gören binalarla ilgili binalarda oturan hak sahibi ailelere konut yaptırılır ya da kredi verilebilirken, işletme sahiplerine de bakanlık tarafından belirlenecek esaslara göre aynı şekilde kredi verilebiliyordu.

Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK)’la Birlikte Neler Değişti?
17 Ağustos 1999 yılında gerçekleşen çok büyük can ve mal kayıplarına neden olan Marmara Depremi’nden sonra 2000 yılında Doğal Afet Sigortaları Kurumu DASK‘ın kurulmasıyla binalara Zorunlu Deprem Sigortası yaptırma yükümlülüğü getirildi. Konut yapma veya kredi verme durumu ilgili bakanlığın kararıyla değil, deprem sigortası yaptırmış olanların faydalanacağı bir yapı oluşturuldu.
MADDE 16 – (1) 15/5/1959 tarihli ve 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanunun 29. maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
2012 yılında yürürlüğe giren 29. Maddenin ek fıkrasına göre Zorunlu Deprem Sigortası yaptırılmadığının tespit edilmesiyle devletin konut kredisi açma ve bina yaptırma yükümlülüğü ortadan kalkar.

DASK’ın kurulmasından sonra 21 Haziran 2019 tarihinde resmi gazetede yayımlanan 6306 Sayılı Afet Rı̇skı̇ Altındakı̇ Alanların Dönüştürülmesı̇ Kanunun Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’ e göre de geçici olmak kaydıyla konut ve iş yeri tahsisi yapılabileceği belirtilmiştir. Herhangi bir bina yaptırma ve konut kredisi açmaktan bahsedilmemiştir.

Ancak Elâzığ, Van, Manisa gibi büyük depremlerde kanunlara geçici maddeler eklenmiştir. Bu maddelerde sadece hususlar aranmayıp yine kredi desteği ve borçlandırma verilmiştir. Geçici Madde 26- (Ek: 20/11/2017-KHK-696/13 md.; Aynen kabul: 1/2/2018-7079/13 md.) “Kanun hükümleri gereğince hak sahibi olmak veya borçlandırmaları yapılmak kaydıyla kredi desteği sağlanmasına ilişkin olarak bu Kanunun 29 uncu maddesinin sekizinci fıkrasında belirtilen hususlar aranmaksızın işlem yapılır.”
Sonuç:
İddia YANLIŞ 
AFAD’ın İzmir Depremi için ABD ve Avrupa’daki diğer kurumlardan farklı bir değer açıklamasının nedeni depremin büyüklüğünün ölçüm şeklinde ve referans alınan verideki farklılıklar. Devletin 7.0 üstü depremlerde belli sorumlulukları olduğuna dair iddia ise resmi kaynaklarla desteklenmiyor. Afet sonrası durumla ilgili düzenlemeler yapan hiçbir kanunda belli bir deprem büyüklüğü şartı yer almıyor.

Sonuç olarak;

AFAD’ın İzmir depremini 6.6 şiddetinde vermesinin nedeninin 7 şiddetindeki depremde maddi yardım ve yeniden bina yapma zorunluluğu iddiası