İddia şöyle;

Bir Twitter hesabı tarafından 9 Mart 2022 tarihinde yapılan paylaşımda insanların beyinlerinin yüzde 10’unu kullandığı iddia edildi

“İnsanların Beyinlerinin Yalnızca Yüzde 10’unu Kullandığı” Miti Nasıl Yayılmaya Başladı?

İnsanların beyinlerinin yalnızca yüzde 10’unu kullandıklarına ilişkin inanç toplum içinde oldukça yaygın. Şehir efsanesi olarak yayılan bu yargının kökeni, Harvard Üniversitesi Psikoloji bölümünde çalışan bilim insanları William James ve Boris Sidis’in 1890’lı yıllarda ürettiği “Reserve Energy” teorisine dayanıyor. Bu teoriye göre, insanları  beyin kapasitesi maximum 250 ila 300 IQ arasında ve az sayıda insan bu IQ sınırına dahil olabiliyor. Sidis ve James’in araştırmalarının sonucuna göre, bugüne kadar yaşamış insanlar arasında yalnızca %3 ila %10’luk bir kesim 250 IQ ve üzerine çıkabilmişti. 
20. yüzyıl boyunca, teorinin yaygınlığı gitgide arttı ve popüler inanışların bir parçası haline geldi. 1936 yılında Amerikalı yazar ve yayıncı Lowell Thomas, Dale Carnegie'nin “How to Win Friends and Influence People” isimli kitabının önsözünde şu ifadelere yer verir: “Harvard Profesörü William James’in araştırmasına göre ortalama bir insanın gizli zihinsel yeteneğinin yalnızca yüzde 10’unu kullanıyor.” 
İnanışın ilerleyişinde Dr. James Kalat’ın yaptığı bir araştırmanın da etkisi büyük. Kalat 1998 tarihli araştırmasında, sinirbilimcilerin beyinde lokal olarak bulunan çok sayıda nöronun farkında olmalarına rağmen bu hücreler hakkında çok az bilgiye sahip olmaları sebebiyle insanların beyinlerinin yalnızca yüzde 10’unu kullandığını ifade etmiş. Bu ifade yanlış yorumlanması, insanların beyinlerinin yalnızca yüzde 10’unu kullandığı mitini daha çok yaygınlaştırdı. 
2014 yılında Morgan Freeman ve Scarlett Johansson’un başrollerini paylaştığı, insanların beyinlerinin yalnızca yüzde 10’unu kullandıklarına ilişkin Lucy isimli gişe rekortmeni film, şehir efsanesinin daha da yayılmasına yardımcı oldu.

Beynimizin Yüzde 10’unu mu Kullanıyoruz?

Johns Hopkins Tıp Fakültesi’nde Nörolog olan Barry Gordon, insanların beyin hakkındaki düşüncelerinin kendi eksikliklerinden kaynaklandığını ifade ederken gün içinde beynin neredeyse her bölümünü kullandığımızı ve her zaman aktif olduğunu sözlerine ekliyor. Beyin vücut ağırlığının yüzde ikisini temsil eder ve vücut enerjisinin yüzde 20’sini kullanır. Ortalama bir insan beyni yaklaşık iki kilo ağırlığındadır. Beyin tarafından tüketilen enerjinin çoğu, birbiriyle iletişim kuran milyonlarca nöronun hızlı bir şekilde ateşlenmesi için, enerjinin geri kalanı ise diğer aktiviteleri kontrol etmek için kullanılır. Gün içinde beynin tüm bölgeleri aynı anda harekete geçmese bile, görüntüleme teknolojisi kullanan beyin araştırmacıları beynin çoğunun 24 saat boyunca sürekli aktif olduğunu gözlemledi. 
Sinirbilimci Barry Beyerstein 1999 yılında insanların beyinlerinin yalnızca yüzde 10’unu kullandıklarına ilişkin şehir efsanesini altı maddede çürüttü. 
1)1.Nöroloji alanında yapılan araştırmalar beynin herhangi bir bölgesinde meydana gelen hasar, vücuttaki işleyişi etkilediğini gösteriyor. İnsanlar beyinlerinin yüzde 10’unu kullanıyor olsaydı beyinde meydana gelen hasarlar vücudun işleyişini bozmazdı çünkü beynin o bölgesi işlevsiz olurdu. 
2)Beyin enerji tüketimi açısından maliyetli bir organ. Vücut enerjisinin yaklaşık yüzde 20’sini kullanması nedeniyle diğer organlardan daha fazla enerji kullanmaktadır. Eğer beynin yüzde 90’ını kullanılmıyor olsaydı küçük beyinleri olan insanların hayatta kalma şansları daha yüksek olurdu. 
3)Pozitron Emisyon Tomografisi (PET) ve Fonksiyonel Manyetik Rezonans İmgeleme (fMRI) gibi görüntüleme teknikleri beynin renkli ve renksiz ayrıntılı fotoğraflarını çekebiliyor. Bu teknolojiler beynin uykuda olduğu anlarda bile her bölgesinin belirli bir ölçüde aktivite gerçekleştirdiğini gösteriyor. 
4)Nöroloji alanında yapılan araştırmalar sonucunda beynin çalışmadığı tek koşulun ciddi sinirsel hastalıklar ve beyin hasarı olduğu ortaya konuldu. Beyin tek bir bütün halinde çalışmıyor aksine her bölgenin farklı bir işlevi bulunuyor. Bu bölgeler incelendiğinde beynin işlevsiz bir bölgesinin olmadığı saptandı.
5)Beyinde bulunan sinir hücreleri ve doku hücreleri üzerine yapılan mikroskobik çalışmalar beynin her bir hücresinin detaylı incelenmesine olanak sağlıyor. Beyne yerleştirilen elektrotlar sayesinde beyindeki her bir hücrenin anlık aktivitesi izlenebiliyor. Yayımlanan pek çok araştırmada çalışmayan tek bir hücreye rastlanmadı. 

6)Beyinde kullanılmayan hücreler yok olma eğilimindedir. Beynimizin yüzde 90'ını kullanmasaydık bu hücrelerin yok olmaları gerekirdi. Ancak normal insan beyinlerine yapılan otopsilerde büyük ölçekli bir hücre kaybı görülmüyor.
İddia daha önce Evrim Ağacı, Teyit ve Snopes tarafından da incelendi. 

İddia YANLIŞ

Bir Twitter hesabı tarafından 9 Mart 2022 tarihinde yapılan paylaşımda insanların beyinlerinin yüzde 10’unu kullandığı iddia edilmişti. 1890’larda yapılan bir araştırmaya dayanan bu şehir efsanesi günümüze kadar geçerliliğini korumuştur. Teknolojik gelişmelerle birlikte görüntüleme teknikleri beynin her bir bölgesinin aktif olarak çalıştığını göstermektedir. 

Sonuç olarak;

İnsanların beyinlerinin yüzde 10’unu kullandığı iddiası yanlış.