Yazar:
Gül Hür
İddia şöyle;

Bir Instagram hesabı tarafından 16 Ekim 2024’te yapılan paylaşımda kahve çekirdeğinin kavrulduğunda benzopyren adında çok güçlü kanserojen bir madde açığa çıktığı ve bu nedenle bir fincan kahvede 50 mg kanserojen madde bulunduğu iddia edildi

İddia YANLIŞ
Benzo[a]pyren maddesi kahve çekirdeğinin kavrulmasıyla açığa çıkan çeşitli kimyasal maddelerden biri. Bu maddenin insan vücuduna girdiğinde kanser oluşumuna yol açabileceğini gösteren bazı çalışmalar da mevcut.
Ancak bir fincan kahvede 50 mg gibi ciddi bir miktarda benzo[a]pyren bulunması mümkün değil.
Kahve tüketiminin kanser oluşumu ile doğrudan bir ilişkisi olduğuna dair yeterli bilimsel çalışma bulunmuyor. Hatta bazı çalışmalarda kahve tüketiminin karaciğer ve endometriyal kanser riskini azaltabileceği sonucuna da varılmış.
Kahve Çekirdeğinin Kavrulmasıyla Açığa Çıkan Maddeler
Kahvenin sağlığa olan etkisi ile ilgili çeşitli şehir efsaneleri hem halk arasında hem de sosyal medya platformları aracılığıyla paylaşılan gönderilerde yıllardır dolaşım halinde. Günde belirli bir miktarda kahve tüketmenin sağlığa faydalı olduğunu savunanlar varken tam tersini söyleyerek kahvenin sağlığa ciddi zararları olduğunu belirtenler de var.
Kahve kavrulunca açığa çıkan maddeleri şöyle sıralamak mümkün:
1)Polisiklik aromatik hidrokarbonlar (PAH'lar): Organik maddelerin yüksek sıcaklıklarda parçalanmasıyla ortaya çıkan ve kanserojen özellikleri olabilen kimyasallar.
2)Akrilamid: Yüksek sıcaklıkta karbonhidratlarla amino asitlerin tepkimesi sonucu oluşan, sinir sistemi için toksik olabilen bir bileşik.
3)Furan ve türevleri: Yüksek sıcaklıkta karbonhidratların parçalanmasıyla oluşan, kanserojen etkisi olabilen uçucu organik bileşikler.
4)Furfuril alkol: Şekerlerin yüksek ısıda parçalanmasıyla oluşan ve genotoksik etkileri olabilen bir madde.
5)5-Hidroksimetilfurfural (HMF): Şekerlerin ısıya maruz kalmasıyla ortaya çıkan ve uzun süreli tüketimde sağlık sorunlarına yol açabilen bir bileşik.
6)Alfa-dikarboniller ve ileri glikasyon son ürünleri: Şekerlerin ve amino asitlerin tepkimesi sonucu oluşan, yaşlanma ve diyabetle ilişkilendirilen bileşikler.
7)4-Metilimidazol: Kavurma sırasında amino asitlerin ve şekerlerin reaksiyona girmesiyle oluşan, kanserojen potansiyele sahip bir bileşik.
8)Kloropropanoller: Yağların ve klorlu bileşiklerin yüksek sıcaklıklarda tepkimeye girmesiyle ortaya çıkan, genotoksik ve kanserojen etkileri olabilen maddeler..
İlgili iddiada adı geçen benzo[a]pyrene maddesi ise poliaromatik hidrokarbonlar (PAH'lar) grubuna aittir. Bu madde kavurma süreci sırasında oluşan en önemli PAH'lardan biridir. 
Benzopyren Kanserojen Bir Madde
Benzo[a]pyren, çevremizde özellikle hava kirliliği, sigara dumanı ve yüksek sıcaklıklarda pişirilen yiyeceklerde bulunan bir madde. Yapılan bazı araştırmalar, bu maddenin vücuda girdiğinde kanser oluşumuna yol açabileceğini göstermiş. Benzopyren, vücuda girdiğinde bazı enzimler tarafından parçalanarak DNA'ya zarar verebilecek maddelere dönüşür. DNA, hücrelerimizin nasıl çalışacağını belirleyen genetik kodu içerir. Bu zarar, hücrelerin kontrolsüz bir şekilde büyümesine yol açarak tümör (anormal hücre büyümesi) oluşumuna sebep olabilir. Özellikle akciğer, cilt ve sindirim sistemi gibi bölgelerde tümörler gözlendiğinden benzopyren, kanser yapıcı (kanserojen) bir madde olarak kabul edilir. Aynı araştırmada, benzo[a]pyren ve diğer bazı zararlı maddelerin yüksek sıcaklıklarda pişirilen veya işlenen yiyeceklerde bulunabileceği belirtiliyor. Benzopyrenin daha çok sigara dumanı, motor araç egzozları, endüstriyel emisyonlar ve orman yangınları gibi kaynaklarla ilişkili olduğu ifade edilmiş. Bu sonucu destekleyecek başka bir çalışma ise Journal of the Brazilian Chemical Society isimli bir dergide 2006 yılında yayımlanan Sistematic study of benzo[a]pyrene in coffee samples başlıklı bir makale. Bu makaleye göre, kahve çekirdeklerinin kavrulma süreci ile benzo[a]pyrene oluşumu arasında bir ilişki bulunuyor. Çalışma, benzo[a]pyrene maddesinin yeşil kahve çekirdeklerinde tespit edilmediğini ancak kavrulmuş kahve örneklerinde bulunduğunu belirtmiş. Bu da maddenin kavurma işlemi sırasında oluştuğunu gösteriyor. Kavrulmuş kahve örneklerindeki benzo[a]pyrene konsantrasyonları 0.47 ile 12.5 μg/kg arasında değişiyor. İlgili gönderide yer alan iddia ise bir fincan kahvede 50 mg benzo[a]pyren maddesi bulunduğu yönünde. 1 miligramın 1000 μg olduğu düşünüldüğüne bu miktar ciddi ölçüde abartı içeriyor. Bir fincan kahvede bu kadar fazla benzo[a]pyren bulunması mümkün değil.
Kahvenin Kansere Yol Açıp Açmadığına Dair Farklı Sonuçlara Ulaşılmış
Bazı yayınlara göre ise kahvenin kanser riskini artırıp artırmadığına dair yapılan araştırmalar net bir sonuca ulaşamamış. Bunun nedeni öncelikle kanserin karmaşık bir hastalık olması ve kanser hücrelerinin oluşumunun tek bir sebebe bağlanamaması. Örneğin Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı (International Agency for Research on Cancer - IARC), 1000'den fazla çalışmayı incelemiş ve kahvenin bir kanserojen olduğunu gösteren yeterli kanıt bulamamış. Bazı çalışmalar kahve tüketiminin karaciğer ve endometriyal kanser riskini azaltabileceğini öne sürüyor. Bununla birlikte, kahve çekirdeklerinde kavurma sürecinde ortaya çıkan akrilamid maddesinin kanserojen olduğu hayvanlar üzerinde kanıtlanmasına rağmen insanlardaki etkisine dair daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğu belirtiliyor.
Son olaraka kahve içmenin bazı sağlık yararları olduğu da gözlemlenmiş. Günde 3-4 fincan kahve tüketiminin kalp hastalığı, karaciğer hastalığı ve Parkinson hastalığı riskini azaltabileceği ve bazı kanser türleri üzerinde koruyucu bir etkisi olabileceği belirtilmiş. Ancak genellikle kahve tüketiminin hamilelik veya emzirme döneminde sınırlandırılması tavsiye ediliyor. Yüksek kafein alımının uyku bozukluklarına ve mide rahatsızlıklarına neden olabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Sonuç olarak kahve ve kanser arasında direkt bir ilişki olup olmadığını kesin bir şekilde belirtmek için daha fazla bilimsel çalışmaya ihtiyaç duyuluyor.

Sonuç olarak;

Kahve çekirdeği kavrulduğunda benzopyren adında çok güçlü kanserojen bir maddenin açığa çıkması nedeniyle bir fincan kahvede 50 mg kanserojen madde olduğu iddiası yanlış.