Yazar:
Gül Hür
1959'da Fidel Castro liderliğinde gerçekleşen Küba Devrimi'nden sonra, Küba uzun yıllar boyunca dünya ile bağlarını sınırlayan gizemli bir ülke olarak kaldı. Sosyalist ekonomik sistem içinde sosyal devlet anlayışını destekleyen ciddi adımlar atıldı ve devlet politikaları bu doğrultuda şekillendi. Dünyanın pek tanımadığı bu sistem ve Küba toplumu hakkında, sağlıktan suç oranına, yoksulluktan internet erişimine kadar geniş bir yelpazedeki şehir efsaneleri hızla yayıldı. Her ne kadar bu efsanelerin bir kısmı devrim sonrası atılan adımlarla bağlantılı olsa da büyük bir kısmı abartıdan ibaret. Ayrıca, Küba'nın 2000'lerden sonra politik ve ekonomik sisteminde değişikliğe yol açacak bazı adımlar atması da bu efsaneleri iyiden iyiye sarsmış.
1. "Küba Kanserin İlacını Buldu"
Öncelikle kanser, vücuttaki bazı hücrelerin kontrolsüz büyüyüp çoğalması ve diğer bölgelere yayılmasıyla ortaya çıkan bir hastalıktır. Normalde hasar gören veya yaşlanan hücreler ölür ve yerlerine yenileri gelir; ancak bu süreç bozulduğunda anormal hücreler tümör oluşturabilir. Kanserli tümörler çevre dokulara yayılıp metastaz yapabilir. Kanser türleri ise çok çeşitli olup genellikle oluştuğu organ veya hücre tipine göre adlandırılır. Örneğin akciğer kanseri akciğerde, lösemi ise kan hücrelerinde başlar. Kanserin tedavisi ise hastalığın türü ve evresine göre farklılık gösterir. Çoğu hasta cerrahi, kemoterapi ve radyoterapi gibi birden fazla tedavi alır. Ayrıca, immünoterapi, hormon tedavisi ve hedefe yönelik tedavi gibi yöntemler de kullanılabilir. Dolayısıyla kanser tedavisi oldukça karmaşık bir süreçtir.

Küba’nın “kanserin ilacını bulduğuna” yönelik yıllardır halk arasında dolaşan efsane ise oldukça abartılı. Küba’nın yıllardır kanserle ilgili bilimsel çalışmalar yürüttüğü ve bazı kanser türlerinin tedavisi için yenilikçi yaklaşımlar getirdiği doğru. Bunlardan en popüleri ise CIMAvax-EGF isimli bir aşı. CIMAvax-EGF aşısı, Küba'nın Center for Molecular Immunology (CMI) kurumu tarafından 25 yıllık bir araştırma sonucu geliştirilmiş ve 2008 yılında piyasaya sürülmüş. Aşı, özellikle ileri evre küçük hücreli dışı akciğer kanseri (KHDAK) tedavisinde umut verici bir yenilik sunmuş. Geleneksel kemoterapi ve radyoterapinin yetersiz kaldığı durumlarda, CIMAvax-EGF, kanserle savaşmak için hastanın bağışıklık sistemini harekete geçirerek epidermal büyüme faktörü reseptörünü (EGFR) hedef alıyor. Klinik çalışmalar, bu aşının KHDAK hastalarında sağkalım oranlarını artırıp yaşam kalitesini iyileştirdiğini göstermiş. Ancak gelişmeler, en azından şimdilik, bununla sınırlı.
2. "Küba'da Evsiz İnsan Yok"
Küba ile ilgili en çok dile getirilen bir diğer şehir efsanesi ise Küba’da hiç evsiz insan olmaması. Aslında bu şehir efsanesinin ciddi bir dayanağı var. 1959 Küba Devrimi ile birlikte, Fidel Castro yönetiminde konut politikalarında reformlar yapılarak evsizlik sorununa çözüm aranmış. Sonuç olarak da devlet mülkiyetindeki evler ve sübvansiyonlarla konut maliyetleri düşürülmüş. Bu da Küba’nın “neredeyse sıfır” evsizlik oranına sahip olmasını sağlamış.

Ancak son dönemde, kentsel gelişimi teşvik etmek amacıyla özel konut piyasalarındaki düzenlemeler hafifletilmiş. ABD ambargoları ile inşaat malzemesi kıtlıkları Kübalılar için “gizli” sorunlar yaratıyor. Yapılan son çalışmalara göre Küba’da konut sorunu, nüfus artışının devletin inşaat hızını aşması nedeniyle bir kriz haline gelmiş durumda. 2011’deki yapısal reformların özel konut satışını ve inşaatını teşvik eden politikalar getirmesi bu duruma kısmi çözümler sunsa da 883.000 konutluk açık halen varlığını sürdürüyor. Bu açığın dışında Küba’daki evlerle ilgili sorunun başka bir boyutu daha mevcut. Aşırı kalabalık, yetersiz yaşam standartları ve doğal afetlerin evlere verdiği zararlar nedeniyle Küba’daki konutlar genellikle idealin altında ve güvensiz bir durumda. Ayrıca çoklu ailelerin bir arada yaşadığı evlerde aşırı kalabalık olması da kaydedilen konut sorunlarından biri. Son olarak yaşlıların yetersiz emekli maaşları nedeniyle gizli evsizlik sorunun devam ettiğini de belirtmek gerekir. 
3. "Küba'da Suç Oranı Sıfır"
Küba, Fidel Castro döneminde dünyanın en güvenli ülkelerinden biri olarak kabul edilmesine rağmen, son yıllarda sokaklarda artan şiddet ve gençler arasındaki suç oranlarındaki yükseliş kamuoyunun endişelerini artırmış durumda. "Químico" adı verilen sentetik bir uyuşturucunun yaygınlaşması, gençler arasında daha fazla suçun işlenmesine yol açıyor. Küba hükümeti, resmi istatistiklerde şiddet suçlarının oranının düşük olduğunu iddia ederken, suç algısının sosyal medyada abartıldığını savunuyor. Ancak, halk arasında polis güçlerine olan güvenin azaldığına dair şikayetler artmış, birçok kişi suç mağdurlarının şikayetlerinin dikkate alınmadığını öne sürmüş.

Cuba Siglo 21 - Report on Public Insecurity in Cuba January - June 2023 

Hükümetin bu konuda resmi açıklamaları, ülkedeki şiddet oranının %9’unun şiddet suçları olduğunu ve sadece %3’ünün cinayet vakalarıyla ilgili olduğunu belirtirken, bağımsız kaynaklar ve sosyal medya kullanıcıları bu verilerin güvenilirliğini sorguluyor. Dolayısıyla Küba’da suç oranının sıfır olduğu yönündeki efsaneler son dönemde sarsılmış gibi görünüyor.
4. "Küba'da Devrimden Sonra Herkes Zengin Oldu"
1959 yılında Fidel Castro liderliğinde, Fulgencio Batista rejimini devirmek ve sosyalist bir hükümet kurmak amacıyla gerçekleşen hareketten sonra sosyalist ekonomik düzene geçen Küba’da devrimden sonra sosyal hizmetler ciddi bir gelişme kaydetmiş. Ancak bu ülkede yaşayan herkesin zengin olduğu ve refah içinde yaşadığı anlamına gelmiyor. Ülkede sağlık ve eğitim gibi bazı hizmetler ücretsiz ve devlet tarafından sunulsa da, birçok kişi düşük maaşlar ve kısıtlı ekonomik olanaklarla mücadele ediyor. Özellikle son yıllarda gelir eşitsizliği artmış durumda. 1990'larda, devletin ekonomideki rolünün azalmasıyla birlikte özel sektör ve turizm gibi alanlar büyümüş olsa da bu durum toplumda yeni sosyal sınıfların ve eşitsizliklerin oluşmasına yol açmış. Ayrıca, ABD ambargosu ve ekonomik krizler de halkın refah düzeyini olumsuz etkilemiş durumda. Son yıllarda yapılan araştırmalar Küba’daki “aşırı yoksulluğun” %90 seviyelerine ulaştığı yönünde. Dolayısıyla, Küba'da gelir dağılımında ve yaşam koşullarında büyük farklılıklar bulunuyor.

5. "Küba'da İnternet Tamamen Yasak"
Küba’da internet erişimi devletin sıkı kontrolü altında ve sınırlı olmasına rağmen yasak değil. 2008’e kadar yalnızca belirli kamu kurumlarına internet erişimi sağlanırken, bu tarihten sonra yavaş yavaş bireysel kullanım için olacak şekilde erişim imkanı genişletilmiş. Bugün, Küba'da halkın Wi-Fi noktalarından ve mobil internet paketlerinden faydalanması mümkün. Ancak yüksek maliyetler, düşük hızlar ve hükümetin içerik üzerindeki kontrolleri internet kullanımını zorlaştırıyor. Özellikle muhalif görüşlerin ifade edildiği sitelere erişim sınırlı. Freedom House’un 2023 raporuna göre, Küba internet özgürlüğü açısından "özgür değil" kategorisinde yer alıyor; internetin sansür ve gözetim altında olduğu belirtiliyor.