AB müktesebatının yenilenebilir enerji kaynaklarının yönetimi ile ilgili öncelik ve hedeflerini açıklayan 2009/28/EC sayılı direktif üye ülkeler için önemli sorumluluklar getiriyor. Direktif 2020’ye kadar AB’de yenilenebilir kaynakların toplam tüketilen enerji içindeki payının yüzde 20 seviyesine ulaşmasının yanı sıra, yenilenebilir kaynaklardan elde edilen enerjinin de en az yüzde 10’unun ulaştırma sektöründe kullanılmasını öngörüyor. Üretilen toplam enerji miktarındaki ortalama yüzde 20’lik yenilenebilir hedefine üye ülkelerin farklı seviyedeki katkılarıyla ulaşılacak. Örneğin hâlihazırda yüzde 37,1’lik performansı olan Letonya’nın 2020 için hedefi yüzde 40’a ulaşmakken, toplam enerji üretiminin sadece yüzde 4,5’ini yenilenebilir kaynaklardan sağlayan Hollanda’nın 2020 hedefi yüzde 14’e ulaşmak. Ulaştırma sektörüyle ilgili hedef için ise tüm ülkelerin amacı ortak; ulusal düzeyde ulaştırma için kullanılan enerjinin yüzde 10’unu yenilenebilir kaynaklardan tedarik etmek. 2013 yılı için AB ortalamasının yüzde 5,4 olduğu düşünülürse, 2020’ye kadar yüzde 10 seviyesine ulaşmak kolay olmasa da, makul bir hedef olduğu söylenebilir.

Söz konuş direktifin 6. eki, üye ülkelerden belirlenen hedeflere ulaşılmasında izleyecekleri yol haritalarını ulusal yenilenebilir enerji eylem planlarıyla somutlaştırmalarını bekliyor. Peki, AB müzakere sürecinde olan Türkiye’de durum nasıl? Türkiye Aralık 2014’de, format ve içerik olarak AB ülkelerinin hazırladığı şablonu kullanan Ulusal Yenilenebilir Enerji Eylem Planı’nı yayınladı. AB’den farklı olarak Türkiye’nin öngördüğü nihai tarih 2020 yerine 2023 olarak belirlendi. Bu değişiklik Türkiye’nin mevcut planlarındaki hedefler için 2023’ün kullanılmasından kaynaklanıyor. Tıpkı AB gibi Türkiye’nin de 2023 için koyduğu temel hedef, yenilenebilir kaynakların toplam enerji tüketimi içindeki payını en az yüzde 20 seviyesine çıkarmak. Bunun yanı sıra yenilenebilir enerjinin toplam elektrik enerjisi talebindeki payını yüzde 30’a, ulaştırma sektöründeki payını yüzde 10’a ve ısıtma-soğutma sektöründeki payını ise yüzde 14 seviyesine yükseltmek de hedefler arasında. Türkiye bu nihai hedeflere ulaşmak için yıllık bazda beklenen ilerlemeleri listeledi bile:

Elektrik, Isıtma-Soğutma ve Ulaştırmada Yenilenebilir Kaynak Kullanımı Artacak mı?
Öncelikle yenilenebilir kaynaklardan elde edilen enerjinin elektrik tüketimindeki payını ele alalım. Hemen belirtelim ki, Türkiye hâlihazırda bu hedefe çok yakın. Eylül 2014’den Ağustos 2015’e kadar geçen süre içinde Türkiye’de üretilen elektriğin yüzde 26,68’i yenilenebilir kaynaklardan elde edilmiş. İşin aslı 1975-1999 yılları arasında elektrik üretiminde yenilenebilir kaynakların payı bir kere bile yüzde 30’un altına düşmemiş. Zaten Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü’nün (YEGM) projeksiyonu da 2023’de bu oranın yüzde 37,57 olacağını ön görüyor. Ancak burada hidroelektriğin yenilenebilir kaynak havuzunda kapladığı alana dikkat çekmek gerekiyor. 2013’de elektrik üretimindeki yüzde 29’luk yenilenebilir katkının içinde hidroelektriğin payı yüzde 86 seviyesindedir. Diğer bir ifadeyle rüzgar enerjisinin yüzde 4 civarlarındaki katkısı ve güneş enerjisinden neredeyse hiç faydalanılmaması nedeniyle yenilenebilir enerji üretimimiz de kaynak çeşitliliği düşük seviyededir. Yine de, 2023 için belirlenen yüzde 30’luk hedefe ulaşmak çok olası görünüyor. Bu hedef karşısındaki en ciddi engel ise kömür başta olmak üzere fosil yakıtlara yapılan artan yatırımlar. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın (ETKB) 2015-2019 Stratejik Planında belirtildiği gibi 2013 yılında 32,9 milyar KWh olan yerli kömürden üretilen elektrik miktarının 2019 yılına kadar 60 milyar KWh’a çıkarılması hedefleniyor. Dinar, Alpu, Karapınar-Ayrancı, Çerkezköy ve Çatalca rezervlerinin 2019’a kadar elektrik üretimi amacıyla yatırımcılara açılması ETKB’nın stratejik hedefleri arasında yer alıyor. Bir taraftan kömür bağımlılığını arttırıp, diğer yandan hidrolik santrallere ağırlık verirken 2023’de hangi seviyede ve kalitede bir yenilenebilir elektrik tüketimimiz olacağını zaman gösterecek.
Yenilenebilir kaynakların elektrik üretimi dışında kullanıldığı ve somut hedeflerin belirlendiği diğer iki alan, ısıtma-soğutma ve ulaştırma sektörlerinde ise elimizde daha az veri var. 2013 yılı için ulaştırma alanında kullanılan toplam 22.772.000 ton eşdeğer petrolün (tep) sadece 51.000 tep’i, yani yüzde 0,22’si biyoyakıttan karşılanmış. Bu miktar ETKB’nin 2013 için öngördüğü yüzde 0,87 hedefinin bile çok aşağısında kalıyor. 2023’e kadar yüzde 10 hedefine ulaşmak için bilhassa karayolu başta olmak üzere, ulaştırma sektöründe petrol yoğunluklu tüketim alışkanlıklarını biyoyakıta bırakacak teşviklerin güçlendirmesi gerekecek.  Isıtma-soğutma sektörü ile ilgili veriye erişim ise daha sıkıntılı. Bu konudaki ilerlemeyi takip edebileceğimiz bir kaynağa ulaşamadık. Ancak ısıtma-soğutmadaki yenilenebilir kaynak payının 10 yıl içinde yüzde 12,54’ten yüzde 14,6’ya çıkarılması başarısızlık riski düşük bir hedef gibi görünüyor.
Kaynaklar:
Eurostat, Renewable Energy Report
International Energy Agency (EIA), Turkey: Renewables and Waste for 2012
EİGM Raporları, 2013 Yılı genel Enerji Denge Tablosu
Enerji Atlası, Türkiye Elektrik Üretimi
IEA Energy Atlas
ETKB 2015-2019 Stratejik Planı
Türkiye Ulusal Yenilenebilir Enerji Eylem Planı