İddia şöyle;

Bir Instagram hesabı tarafından 10 Şubat 2025 tarihinde yapılan paylaşımda Türkiye’ye kalan Osmanlı borçlarıyla ilgili çeşitli iddialar dile getirildi.

İddia KISMEN YANLIŞ
Osmanlı Devleti’nden Türkiye’ye kalan borç miktarı Lozan Anlaşması’nda kararlaştırılan haliyle faiz ödemeleri hariç 63,2 milyon dolar. 1933’te kararlaştırılan son ödeme planına göre faizlerle yapılan toplam ödeme ise 67,5 milyon dolar.
Mustafa Kemal Atatürk’ün cumhurbaşkanlığı döneminde toplam borcun %52’si ödenmiş.
Borçların son ödemesi 1949’da yapılmış, 1954 de ödemeler için son müracaat tarihi olarak belirlenmiş. 1933’te yapılan anlaşmaya göre ödemelerin son tarihi 1983 olarak belirtilse de Türkiye borçlarını kararlaştırılan tarihten 29 yıl önce bitirmiş.
Cumhuriyet döneminde ilk dış borç 1928’de alınmış. 1938’e kadar alınan dış borç miktarı ise 123,8 milyon dolar.
Osmanlı Devleti’nin Borçlarından Türkiye’ye Kalan Pay 63,2 Milyon Dolar
Cumhuriyet dönemi, Türkiye’de modernleşme, devletin yeniden inşası ve toplumsal dönüşüm süreçleriyle şekillenmiş bir dönem. Bu sürecin aynı zamanda siyasi tartışmaların odağında yer alması tarihsel olayların farklı ideolojik bakış açılarıyla yorumlanmasına ve manipüle edilmesine yol açabiliyor. Söz konusu iddia da Osmanlı Devleti’nden Türkiye’ye kalan borçlarla ilgili. 
İddia bir görsel aracılığı ile dile getirilmiş. Bu görsel ikiye bölünerek iki ayrı paylaşıma yer verilmiş. Üstünde yalan yazılan paylaşımda ‘Osmanlı'nın bütün borçlarını ödeyip 1938'e kadar hiç borç almadan 48 tane fabrika kuran Adama, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK denir.’ yazılmış. Alt taraftakinde ise ‘Evladım sizi işletmişler. Mustafa Kemal 2 taksit ödemiş gerisi Özal'a kadar gelmiştir. Bununla birlikte Osmanlıdan kalan borç 57 milyon $, M.Kemal'in yalnız kendi yapıp bıraktığı borç ise 146 milyon $'dır.’ yazılarak iddia dile getirilmiş. İddiayı paylaşan hesap ise ‘YALAN YAZAN TARİH UTANSIN…’ açıklaması ile bu görseli paylaşmış.
Osmanlı Devleti’nin dış borçlanma süreci, 19. yüzyılın ortalarında başlamıştı. 1854 Kırım Savaşı sırasında Osmanlı Devleti, artan savaş harcamalarını karşılayabilmek için İngiltere ve Fransa’dan ilk dış borcunu aldı. Kırım Savaşı’ndan sonra devletin gelirleri giderlerini karşılamada yetersiz kaldığı için dış borçlanma devam etti ve Osmanlı yönetimi 1855, 1858 ve 1860 yıllarında yeniden dış borç aldı. 1875 yılına gelindiğinde, Osmanlı Devleti borçlarını ödeyemez durumdaydı ve “Ramazan Kararnamesi” ile dış borç ödemelerini durdurduğunu ilan etti. Borçların ödenememesi üzerine 1881’de Muharrem Kararnamesi ilan edilerek Düyun-u Umumiye İdaresi kuruldu. Bu idare, Osmanlı Devleti’nin belirli gelir kaynaklarını Avrupalı alacaklıların kontrolüne bırakıyor ve borçların doğrudan yabancı denetiminde tahsil edilmesini sağlıyordu. Bu yapı, Osmanlı ekonomisinin uzun yıllar boyunca Avrupa’nın finansal kontrolü altında kalmasına neden oldu ve devletin mali bağımsızlığını büyük ölçüde kaybetmesine yol açtı. 
Osmanlı Devleti’nin borçları, 1923’te kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin de gündeminde önemli bir yer tuttu. Lozan Antlaşması’nda Osmanlı borçlarının Türkiye ve Osmanlı’dan ayrılan diğer devletler arasında bölüştürülmesi kararlaştırıldı. Bu bölüştürme sonunda ise Türkiye’ye düşen kısım ise borçların  %65,32 oranına tekabül eden 105.559.623 altın lirası oldu. Dönemin dolar kurunun 1,67 olduğu düşünüldüğünde Türkiye’ye kalan borcun 63,2 milyon dolar olduğu söylenebilir.

Atatürk Döneminde Toplam Borcun %52’si Ödendi
Türkiye’nin bu borçları ödemesi ise hemen başlamadı. Türk Hükümetinin içinde bulunduğu iktisadi ve mali durumu ileri sürerek yaptığı indirim istekleri de dikkate alınarak 1928’de Paris’te bir sözleşme imzalandı. Bu sözleşmeye göre 1955’e kadar sürecek bir ödeme planı üzerine uzlaşı sağlandı. Toplam ödenecek borç miktarı 54,5 milyon dolar seviyelerine indi. 1929 Büyük Buhran’dan sonra değişen ekonomik ve jeopolitik koşullar nedeniyle Türkiye’nin talebiyle borçlar konferansı 1933’te tekrar toplandı. Farklı yöntem kullanılarak tekrar hesaplanan borç 79.778.590 TL’ye kadar indi. Dönemin dolar kuruyla bu miktar 48 milyon dolara tekabül ediyordu. 

1929 - 1938 arasında Mustafa Kemal Atatürk’ün cumhurbaşkanlığı döneminde bu borcun yıllık kur karşılıkları dikkate alındığında 35,3 milyon doları ödendi. Bu miktar 1949’a kadar borçların faiziyle ile beraber ödenen toplam miktarın %52’sine karşılık geliyor. 
Türkiye borçların ödenmesini takip eden “Borçlar Meclisi” ile 1948’de kesin hesap kesme anlaşması imzalamış ve alacaklılara yaptığı çeşitli duyurularla da ödemeler için en son 25.5.1954 tarihini son müracaat günü ilan etmiş. Bu şekilde 1933’te 50 yıl olarak öngörülen ödeme takvimi zamanından 29 yıl önce olacak şekilde bitirilmiş.

Türkiye’nin 1923 - 1938 Döneminde Aldığı Dış Borç: 123,8 Milyon Dolar
Paylaşımın bir diğer iddiası ise Atatürk döneminde Türkiye’nin 146 milyon dolar dış borç aldığı yönünde. Cumhuriyet’in ilk yıllarında, Türkiye Osmanlı’dan miras kalan dış borç yükü nedeniyle yeni bir dış borç altına girmekten özellikle kaçındı 1928-1933 döneminde farklı harcamalar nedeniyle ABD’den 39 milyon dolar, 1934’te Sovyetler Birliği’nden 8 milyon dolar ve 1938’de İngiltere’den 16 milyon sterlin (o dönemin kuru ile yaklaşık 76.8 milyon dolar) borç alındı. Alınan borçların bir kısmı diğer iç ve dış borçların kapanması için kullanıldı. 

Sonuç olarak;

Atatürk'ün Osmanlı borçlarının sadece 2 taksidini ödediği iddiası kısmen yanlış.