Hz. Ali’nin Suretini Çizen Ressamın Aslında Kendisini Çizdiği İddiası Doğru mu?
Yazar:
Gül Hür
Gül Hür
İddia şöyle;

Bir Instagram hesabı tarafından 25 Ocak 2025’te yapılan bir paylaşımda, Hz. Ali’nin suretini çizen Şii ressamın aslında kendisini resmettiği iddia edildi

İlgili iddia hem sosyal medyada hem de halk arasında şehir efsanesine dönüşmüş durumda.

İddia YANLIŞ
Hz. Ali'nin sanatsal tasvirleri 13-14. yüzyıla kadar uzanıyor. İlhanlı dönemine ait bazı el yazmaları ve minyatürlerde bu tür görselleri bulmak mümkün.
İddiaya konu olan görsel, 19. ve 20. yüzyıl İran, Hint ve Pakistan Şii sanatında yaygınlaşan Hz. Ali tasvirleriyle büyük oranda benzerlik gösteriyor.
Bu tür figüratif temsiller, Osmanlı ve İran minyatür geleneği ile 19. yüzyılda popülerleşen basılı dini posterlerden etkilenerek şekillenmiş. Dolayısıyla belirli bir ressamın kişisel portresi olduğu iddiasını destekleyen güvenilir bir kanıt bulunmuyor.
Hz. Ali’nin En Eski Sanatsal Tasvirleri 13-14. Yüzyıla Kadar Gidiyor
Bir süredir sosyal medyada Hz. Ali’nin suretini çizen İranlı bir Şii ressamın aslında kendi portresini çizdiği iddiası dolaşıyor. Hatta benzer iddialar zamanla şehir efsanesine dönüşmüş durumda. Ancak, iddiaya konu olan görseldeki kişi, tersine görsel arama yöntemleriyle veya Google Scholar gibi akademik kaynaklarda aratıldığında, bu iddiayı destekleyen herhangi bir güvenilir bilgiye ulaşılamıyor. Bu da, iddianın kaynağı ve doğruluğu konusunda ciddi şüpheler uyandırıyor. Bu nedenle, bu tasvirlerin nereden etkilenmiş olabileceğini araştırmak önemli. Bunun için İmam Ali bin Ebu Talib'in bilinen en eski tasvirlerine göz atmakta fayda var. Tarih boyunca farklı kültürlerde ve mezhepler içinde Hz. Ali’ye atfedilen görsellerin nasıl şekillendiğini incelemek, bu iddianın doğruluğunu değerlendirmek açısından önemli. 
Öncelikle İmam Ali bin Ebu Talib'in bilinen en eski sanatsal tasvirleri İlhanlı dönemi (13. ve 14. yüzyıllar) kaynaklarına dayanıyor. Bu tasvirlerin önemli örnekleri arasında, 1307–1308 yıllarında yazılan el-Biruni’nin Geçmiş Yüzyılların Kalan İşaretleri adlı eseri yer alır. Bu el yazması, İmam Ali’nin tarihi ve dini olaylardaki rolünü vurgulayan illüstrasyonlar içermektedir. Bir diğer önemli tasvir ise 15. yüzyıla ait Musa va 'Uj adlı el yazmasında görülür. Bu eser, farklı İbrahimi geleneklerden figürleri bir araya getirerek İmam Ali’nin İslam tarihindeki yüksek konumunu öne çıkarmaktadır. Bu tasvirler, sadece dini amaçlı görseller olmakla kalmayıp, aynı zamanda dönemlerinin kültürel ve dini anlatılarını yansıtarak İslam dünyasındaki sanatsal geleneklerin evrimini gözler önüne sermektedir.
Ali'nin Kuzey Irak veya Kuzeybatı İran'daki Ghadir Khumm'da tahta çıkışı, 1307-08 (Edinburgh Üniversitesi Kütüphanesi, MS Arab 161, fol. 162r).[1] 

Ali'nin Kuzey Irak veya Kuzeybatı İran'daki Ghadir Khumm'da tahta çıkışı, 1307-08 (Edinburgh Üniversitesi Kütüphanesi, MS Arab 161, fol. 162r).[1] 

Hz. Emir (İmam Ali) ve Hasan ile Hüseyin'in tasviri (Bu tasvir, 19. yüzyıl Kaçar dönemi sanatına ait olup, İmam Ali'nin figüratif temsillerinden biridir.) Sanatçı: Ali bin Muhammed İbrahim Nakkaçbaşı İsfahani, 1294/1877 [Şu anda İran Sanat Müzesi’nde bulunuyor.]

Hz. Emir (İmam Ali) ve Hasan ile Hüseyin'in tasviri (Bu tasvir, 19. yüzyıl Kaçar dönemi sanatına ait olup, İmam Ali'nin figüratif temsillerinden biridir.) Sanatçı: Ali bin Muhammed İbrahim Nakkaçbaşı İsfahani, 1294/1877 [Şu anda İran Sanat Müzesi’nde bulunuyor.]

İddiaya konu olan görselin kaynağını değerlendirmek için Hz. Ali tasvirlerinin tarihsel gelişimini incelemek gerekiyor. Görsel, özellikle Safevi dönemi (16-17. yüzyıllar) minyatürlerinde ve daha sonraki İranlı ressamların eserlerinde görülen belirli ikonografik öğeleri taşıyor. Safevi sanatı, Hz. Ali’nin tasvirlerinde yoğun olarak parlak renkler, yeşil sarık ve kararlı bir bakış gibi ögeler kullanmıştır. Bu tasvirlerin temel ilham kaynağı ise Osmanlı ve İran minyatür geleneğinde yer alan dini şahsiyet tasvirleri olmuştur. 
Bununla birlikte, iddiadaki görselin, modern İran ve Hint-Şii sanatı içindeki popüler Hz. Ali tasvirleriyle büyük oranda örtüştüğü görülüyor. 19. ve 20. yüzyılda, basılı dinî posterlerin yaygınlaşmasıyla birlikte Hz. Ali’nin resimleri, özellikle halk arasında daha belirgin bir standardizasyona kavuştu. Özellikle İranlı ressam Abbas Al-Musavi’nin çalışmaları, bu tür ikonografik temaların en önemli örneklerindendir. Görselin detayları incelendiğinde, 20. yüzyılın başlarından itibaren popülerleşen ve İran, Hindistan, Pakistan gibi bölgelerde Şii sanatçılar tarafından yapılan Hz. Ali portrelerine benzediği görülüyor.
Karbala Battle (MS 680) İranlı Ressam Abbas El-Musavi tarafından 19. yüzyılın sonu-20. yüzyılın başlarında İran'da yapıldı [Şu anda Brooklyn Müzesi'nde sergileniyor.]

Karbala Battle (MS 680) İranlı Ressam Abbas El-Musavi tarafından 19. yüzyılın sonu-20. yüzyılın başlarında İran'da yapıldı [Şu anda Brooklyn Müzesi'nde sergileniyor.]

Ali with Zulfikar, Agha Najaf Mohammad Kazem tarafından 19. yüzyılda (tam tarih belli değil) yapılmış. [Şu anda İran İslam Danışma Meclisi Müzesi’nde bulunuyor.]

Ali with Zulfikar, Agha Najaf Mohammad Kazem tarafından 19. yüzyılda (tam tarih belli değil) yapılmış. [Şu anda İran İslam Danışma Meclisi Müzesi’nde bulunuyor.]

Özetle, iddiaya konu olan görselin belirli bir ressamın kişisel portresi olduğu yönündeki iddiayı destekleyen somut bir kanıt bulunmamakla birlikte, bu tür tasvirlerin tarihsel ve kültürel olarak daha eski örneklere dayandığı, özellikle Safevi ve sonrası Şii sanatında köklü bir geleneğe sahip olduğu açıkça görülüyor.

Sonuç olarak;

Görseldeki kişinin Hz. Ali’nin suretini çizen Şii ressam olduğu ve bu resminde aslında kendisini resmettiği iddiası yanlış.