İddia şöyle;

Bir Twitter hesabı tarafından 18 Aralık 2022 tarihinde yapılan paylaşımda İslam düşünürü Muhyiddin İbnü’l Arabi’nin Osmanlı Devleti sonrasında kurulacak devletin 10 devlet gücünde şeklinde kehaneti olduğu iddia edildi.

İddia birçok kez paylaşılmış. 

Muhyiddin İbnü’l Arabi Kimdir?

Tasavvuf ve İslami düşünce tarihinde önemli bir kişi olarak anılan Muhyiddin İbnü’l Arabi, 1165 yılında o zamanlar Endülüs devleti kontrolü altında olan Mürsiye’de (günümüzde Mucia, İspanya) doğdu. Özellikle Sufi düşüncesine yaptığı katkılarla tanınan Arabi, İslam coğrafyasındaki birçok şehirde bulunup dönemin filozofları ile görüşmüş ve 1218 yılında Anadolu’ya gelip Malatya bölgesinde yaşamaya başlamıştır. Bu dönemde Selçuklu liderlerine mektuplar yazan Arabi, dini konularda öğütler vermiştir. Arabi’nin tasavvuf doktrini ve İslam anlayışının İslam dünyasında oluşturduğu Sufilik akımına literatürde Ekberîlik (Ekberiyye) denilirken, Osmanlı’da yarattığı etkiye Osmanlı İbn ‘Arabîciliği olarak tanınmaktadır. 1240 yılında, yani henüz Osmanlı devleti kurulmadan hayatını kaybetmiştir. 

Arabi Osmanlı ve Türkiye Hakkında Kehanetlerde Bulundu mu?

İnternette tarama yapıldığında Arabi hakkında 2014 yılı itibarıyla birçok gönderinin paylaşıldığı görülüyor. Osmanlı Devleti’nin kuruluş öyküsünü anlatan Diriliş Ertuğrul dizisinin 2014’te yayınlanan bölümlerinde Arabi karakterinin yer alması da düşünürün popüler kültürde de yer bulmasını sağladı. Özellikle Arabi’nin eserlerindeki şifreli dile atfen kehanetleri ve rüyalarla ilgili yorumları paylaşımların temel içeriklerini oluşturuyor. Bunlardan en öne çıkanları ise Arabi’nin “Osmanlı’dan sonra 100 yıl duraklama olacak. Sonra kurulacak devlet ise 10 devlet gücünde olacaktır” şeklinde bir kehaneti olduğu iddiası. 
Öncelikle Osmanlı Devleti, 1240 yılında yaşamını yitiren Arabi’den 59 (bazı kaynaklara göre 62) yıl sonra kurulacaktı. Arabi’nin kehanetleri ile ilgili paylaşımlar da Arabi’nin Osmanlı’nın kurulacağını, Mısır’ı ele geçireceğini, Osmanlı’yı 36 padişahın yöneteceğini ve Mustafa Kemal Atatürk’ün geleceğini tahmin ettiğini öne sürüyor. Bu iddiaların çoğu da kaynak olarak “Şeceretü'n-Numaniyye fi'd-Devlet-i Osmaniyye” adlı kitabu gösteriyor. . 
İlk olarak, Şeceretü'n-Numaniyye fi'd-Devlet-i Osmaniyye isimli risale (kısa edebi metinlerden oluşturulan kitaplar) hakkında günümüzde akademik çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmalarda, risale de genel anlamda İbnü’l Arabi’nin gelecek hakkında yorumlar yaptığı bahsedilmiştir. 3 bölüme ayrılan risalede ilk bölümde Mekke, ikinci bölümde Kudüs ve üçüncü bölümde Mısır’dan ve Osmanlı’dan bahsedilmiştir. Risalenin İbnü’l Arabi tarafından yazıldığı bir tartışma konusu olarak bahsedilirken, kitabı şerh eden (kitabı açıklayan ve yorumlar katan) kişinin Arabi’nin öğrencilerinden Sadreddin-i Konevi olduğu da belirtilmektedir. Fakat günümüzde tam olarak kitabın bu kişiler tarafından yazılıp yazılmadığı konusunda kesin bir görüş veya kanıt bulunmamaktadır. 
Bu konuda akademisyenler arasında görüş ayrılığı olduğu görülüyor. Sebebi ise oldukça eski olan metnin ‘şifreli’ bir şekilde yazılmış olması veya anlamı tam olarak anlaşılamadığı için farklı görüşler ortaya çıkmış olması. Risalede gelecek hakkındaki kehanetlerin yapıldığı iddia eden akademisyenler, farklı kitaplardan ve yorumlardan da yararlanarak bu sonuçlara vardığını belirtirken, bazı akademisyenler ise bu risalelerin apokrif, yani bahsi geçen bilgilerin kitapta bulunmadığı ve bilgisinin doğruluğu şüpheli olan, uydurma metinler olduğunu belirtmiştir. Antik Yunan tarihinde ve dinlerin tarihinde bu gibi birçok metin bulunmakta, bu kitaplar ancak yorumlar aracılığıyla anlatılabilmektedir.

Arabi’nin yaşadığı süreçte onun öğretilerine karşı çıkan kişiler olduğu için, ölümü sonrası bazı kişiler tarafından mezarının yağmalandığı veya bilerek yerinin değiştirildiğine yönelik bilgiler bulunuyor. Genel olarak, Arabi’nin yazdıkları arasında Yavuz Sultan Selim’in Mısır’ı fethedeceğinin öngörüldüğü ve sonrasında Yavuz Sultan Selim’in Mısır’ı fethedip, Arabi’nin mezarını buldurduğu da aktarılan bilgiler arasında. Sultan Selim’in Arabi’nin mezarını buldurup o bölgeye mescit inşa ettirdiği doğru bir bilgi olarak yer alsa da, Türk Tarih Kurumu ve Türkiye Bilimler Akademisi Şefi üyesi Prof. Dr. Ahmet Yaşar Ocak, bu durumu şöyle anlatıyor:
“İbn ‘Arabî’nin mezarını buldurduğunda Yavuz Selim’in bu risaleden haberdar olup olmadığını bilmiyoruz. Belki haberdardı, haberdar idiyse risalenin gerçekten ona ait olduğuna inanıp inanmadığını da bilmiyoruz. Bizce eğer haberdar idiyse inanmamış olsa dahi devlet siyasetine uygun bir belge olduğu için aleyhte herhangi bir fikir ortaya atmamış olabilirdi.Bu risalede İbn ‘Arabî ilm-i cifr yöntemiyle geleceğe dair bazı kehanetlerinin dışında, kuruluşundan altmış küsur yıl evvel bir Âl-i Osman devleti kurulacağını, Yavuz Selim’in Şam’ı fethettiğinde kendi mezarını ortaya çıkaracağını haber veriyordu. Uzun zamandan beri söz konusu risalenin ve Sadreddîn-i Konevî’nin yazdığı söylenen şerhin apokrif eserler olduğu artık çok iyi biliniyor. 
Osmanlı bürokrasisi, uleması ve sufiyyesi içinde de söz konusu risalenin ve şerhin bu iki büyük sufinin kaleminden çıkmış olamayacağını bilenler muhakkak ki vardı. Fakat burada önemli olan, bunu bilseler de devletlerinin ilâhî bir meşruiyyet zeminine dayandığını muhaliflerine ispat eden bir kanıt olarak değerlendirmiş ve kullanmış olmalarıdır.”
Prof. Yaşar Ocak, devletin başından beri İbni Arabiciliği benimsemiş Osmanlı padişahlarının hali hazırda metni siyasi bir zemin hazırlama üzerine meşru bir politika olarak kullanmış olabileceğini belirtmiş. Bununla beraber, tüm akademisyenler arasında ortak bir düşünce ise risalenin Arabi’ye ‘atfedildiği’. Konu hakkında kesin bir kanıt ise bulunmuyor.
Risalenin doğruluğu tartışma konusu olsa da, tartışma konusu olmayan bir gerçek var. Twitter’da paylaşılan “Osmanlı’dan sonra duraklama olacak ve sonrasında kurulacak devlet 10 Osmanlı gücünde olacak” iddiası, Arabi’nin kehanetlerinin doğru olduğunu savunanlar tarafından dahi bahsedilmemiş. Sözün referans verildiği Şeceretü'n-Numaniyye fi'd-Devlet-i Osmaniyye risalesinde Arabi’nin eserini yorumlayan Konevi’nin de böyle bir varsayımda bulunduğuna yönelik hiçbir bilgi bulunmuyor.

İddia YANLIŞ

Bir Twitter hesabı tarafından yapılan paylaşımda İslam düşünürü Muhyiddin İbnü’l Arabi’nin “Osmanlı Devleti sonrasında kurulacak olan devletin 10 devlet gücünde olacağı” kehaneti olduğu iddia edilmişti. İddia incelendiğinde sözün referans verildiği Şeceretü'n-Numaniyye fi'd-Devlet-i Osmaniyye risalesinin yorumu akademisyenler tarafından incelendiğinde risalede böyle bir kehanetin bulunmadığı anlaşılıyor. 

Sonuç olarak;

Muhyiddin İbnü’l Arabi'nin Osmanlı devletinden sonra kurulacak olan devlet 10 Osmanlı gücünde olacağı kehanetinde bulunduğu iddiası yanlış.