İddia şöyle;

Bir Twitter hesabından 11 Şubat 2023 tarihinde yapılan paylaşımda devletin yağmacılara karşı “vur emri” verdiği iddia edildi

Kahramanmaraş depremleri sonrası ilan edilen OHAL çerçevesinde deprem bölgesinde yağmacılara karşı “vur emri” verildiği ile ilgili sosyal medyada birçok paylaşım yayılıyor. 

Devlet Yağmacılara Karşı “Vur Emri” Vermedi

6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş merkez üssü olmak üzere gerçekleşen iki deprem sonrasında arama kurtarma çalışmaları 11 Şubat itibarıyla devam ediyor. Deprem bölgelerinde barınma gibi temel ihtiyaçlardan yoksun binlerce insan bulunuyor ve bu bölgelerden yağmacılık yapıldığına dair haberler gelmeye devam ediyor. Kaynağı belirsiz videoların dolaşıma girmesi sonucunda bazı sosyal medya kullanıcıları yağmacılara karşı güvenlik güçlerine vurma yetkisi verilmesi gerektiğine dair paylaşımlar yaparken bazı kullanıcılar ise bu yetkinin halihazırda verildiğine dair gönderiler paylaşıyor. 
Özellikle Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın depremin ilk günü attığı Twitter gönderisi “vur emri” paylaşımlarını tetikleyici rol oynadı. 

Bu çağrının ardından bölgeyi ziyaret etmekte olan Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında “Bazı yerlerde maalesef marketleri yağmalama çalışmaları oluyor. Bu yağmalamalara da OHAL ile devlet parlamentodan yetkiyi alarak müdahale edecek” sözleriyle gerekenlerin yapılacağını söyledi. Bu sözler, OHAL ilan edilmesi ile beraber, sosyal medyada polis ve askere vur emri verildiği şeklinde bir söylentinin hızla yayılmasına neden oldu.

OHAL, Asker ve Polise “Vur Emri”  Yetkisi Tanımıyor

“Vur emri” kavramı hukuki bir kavram olmadığı için bu yetkinin getirilmesi gerektiğini savunanlar tarafından ne kastedildiği tam olarak belli değil. Ancak asker, polis ve jandarmanın halihazırda sahip olduğu, belirli şartlar altında ateşli silah kullanma yetkisinin ötesine geçen bir anlamı olduğu aşikar. Bu anlamda “vur emri”nin, mevcut silah kullanma yetkisinin genişletilmesinden doğrudan öldürme fiiline kadar genişletilerek kullanıldığı görülüyor. Bu yüzden ilk olarak Türk Hukukunda silah kullanma yetkisini özetlemek gerekir.
Silah kullanma yetkisi “Olağan Halde” iki başlık, “Olağanüstü Halde” iki  başlık altında şu şekilde incelenebilir:
Show more

Tabloda görüldüğü üzere Türk Hukuku’nda silah kullanma yetkisi ancak somut olayın şartları gözetilerek kullanılabilir. Terörle mücadelede veya 3(b)ye göre ilan edilen OHAL şartlarında bu yetki genişletilmiştir ve belli durumlarda “doğrudan ve duraksamadan” ateş etme yetkisi verilmiştir. Ancak sayılan bu iki durumun da olağan suç olayları olmadığı göz önünde bulundurulmalı ve bu gibi durumlarda bile ancak somut olayın gerekleri mucibince silah kullanılabileceğine dikkat edilmelidir. 
6 Şubat 2023’te gerçekleşen  depremler akabinde ilan edilen OHAL’in de Olağanüstü Hal Kanunun 3(a) bendine göre ilan edildiği göz önünde bulundurulduğunda kolluğun silah kullanma yetkisini genişletmeye imkan veren 23(2) fıkrasının uygulanma imkanı yoktur. 

Anayasa’nın 17. maddesine göre "Herkes Yaşama Hakkına, fiziksel ve manevi bütünlüğünü koruma ve geliştirme hakkına sahiptir." Anayasamızda yaşama hakkından farklı olarak işkence fiili mutlak şekilde yasaklanmış ve herhangi bir şekilde istisna tanınmamıştır. 

Yaşama Hakkında ise, meşru müdafaa hali, yakalama ve tutuklama kararlarının yerine getirilmesi, bir tutuklu veya hükümlünün kaçmasının önlenmesi, bir ayaklanma veya isyanın bastırılması veya olağanüstü hallerde yetkili merciin verdiği emirlerin uygulanması sırasında silah kullanılmasına kanunun cevaz verdiği zorunlu durumlarda meydana gelen öldürme fiilleri istisnai durumlardır. Bu maddede sayılan istisnaların nasıl düzenleneceği kanunlarda belirtilmiştir. 

17. maddeye ek olarak 15. maddenin ikinci fıkrasında düzenlenen ve Anayasamızın çekirdeği olarak nitelenen ve hiçbir hal ve koşul altında çiğnenemeyecek olan hak ve hürriyetler içerisinde Yaşama Hakkı şu şekilde düzenlenmiştir: “savaş hukukuna uygun fiiller sonucu meydana gelen ölümler dışında, kişinin yaşama hakkına, maddi ve manevi varlığının bütünlüğüne dokunulamaz”. Anayasa yaşama hakkı ve maddi ve manevi bütünlüğü koruma hakkını o denli korumaya almıştır ki onu çekirdek haklar içerisinde saymış ve değil Kanun veya OHAL Kararnamesi; Anayasa değişikliği yoluyla bile bu hakkın zarar görmesini engellemeye çalışmıştır. Bu yüzden hukukumuzda belli olaylar karşısında doğrudan yaralamaya veya öldürmeye dönük soyut ve genel bir silahla müdahale yetkisinin verilmesi Anayasaya, Kanuna, İnsan Haklarına aykırı olduğu gibi modern hukuk içerisinde hiçbir şekilde yeri olmayan bir konsepttir. 
11 Şubat 2023’te yayınlanan cumhurbaşkanı kararnamesiyle OHAL ilan edilen illerle ilgili yargısal düzenlemeler yapıldı. Kararnameye göre TCK’da yer alan hırsızlık ve yağma suçlarından gözaltı süresi -şüphelinin yakalanma yerine en yakın hakim veya mahkemeye gönderilmesi için zorunlu süre hariç- dört gün olarak belirlendi. Cumhuriyet savcısı bu sürenin üç gün süreyle uzatılmasına yazılı olarak emir verebiliyor. 

İddia YANLIŞ

Bir Twitter hesabından 11 Şubat 2023 tarihinde yapılan paylaşımda devletin yağmacılara karşı “vur emri” verdiği iddia edilmişti. Mevcut Türk Hukuku’na göre merkezi otoritenin kolluk kuvvetlerine “vur emri” gibi bir yetki vermesi mümkün değil. Tabi afet nedeniyle OHAL ilan edilmesi durumunda silah kullanma yetkisi olağan halde geçerli dar ve sınırlı yetkiden daha fazla değil. 
Bu analiz Haşim Özpolat'ın katkılarıyla hazırlanmıştır.

Sonuç olarak;

Bir Twitter hesabından 11 Şubat 2023 tarihinde yapılan paylaşımda devletin yağmacılara karşı “vur emri” verdiği iddiası yanlış.