Yazar:
Gül Hür
İddia şöyle;

Bir Instagram hesabı tarafından 11 Haziran 2024’te yapılan paylaşımda yerli tohum satışlarının yasaklandığı iddia edildi

İddia YANLIŞ

→ Türkiye’de yerli tohum satışı değil, sertifikasız yerel tohum satışı yasak.
→ 2006 yılında yürürlüğe giren 5553 Sayılı Tohumculuk Kanunu kapsamında tohumların sertifikalandırılması zorunlu hale getirildi.
→ Yerel üreticiler, sertifikasyon sürecinin karmaşıklığı ve yüksek maliyeti nedeniyle ilgili yasal düzenlemelere yıllardır eleştiri getiriyor.
Türkiye’de Sertifikasız Yerli Tohum Satışı Yasak
2006 yılında yürürlüğe giren 5553 Sayılı Tohumculuk Kanunu ve 2016 yılından dönemin Başbakanı Binali Yıldırım tarafından duyurulan Milli Tarım Projesi kapsamında getirilen düzenlemelerle birlikte Türkiye’deki yerel tohum tartışmaları hız kazandı. Tohumculuk sektörünü düzenlemek ve tohumculuğu geliştirmek amacıyla hazırlandığı belirtilen Tohumculuk Kanunu’na itirazlar yıllardır kamuoyunun gündeminde. Kanun’un zorunlu hale getirdiği sertifikalı tohumların yerel tohum çeşitlerini yok etme tehlikesiyle karşı karşıya getirmesi ve sertifikalandırma sürecinin küçük çiftçiler için maliyetli ve karmaşık olması, Kanun’a yapılan itirazların temelini oluşturuyor.

Bu konuda şu içeriği faydalı bulabilirsin

Milli Tarım Projesi ve Yerli Tohum Tartışmaları
İlgili Instagram kullanıcısı ise paylaşımında yerli tohumun tamamen yasaklandığı iddia ediyor. Tohumculuk ile ilgili düzenlemelerde yaşanan tartışmaların önemli bir kısmı da yerli tohumun yasaklandığı iddialarıyla ilgili. Her ne kadar yasal düzenlemelere yapılan itirazların çok önemli sebepleri olsa da yasanın yerli tohum satışını yasakladığı iddiası doğru değil. Yerel tohumların ticaretinin yapılabilmesi için bu tohumların Yerel Çeşit Kayıt Listesi'ne kaydedilmesi gerekiyor. Ayrıca yerel tohumların kullanılması ve kişisel üretim amacıyla kullanılması yasak değil.
Tohumculuk Kanunu'na gelen itirazların temelinde, yerel tohumların kullanımı yerine sertifikalı tohumların zorunlu tutulması ve yerel tohum çeşitlerinin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalması yer alıyor. Bu eleştirilere göre Kanun nedeniyle çiftçilerin maliyetlerinin yanı sıra tohum firmalarına bağımlılıkları da artıyor. İtirazların önemli bir sebebi de sertifikasyon süreci. Sertifikalandırma süreci küçük çiftçiler için maliyetli ve karmaşık. Ayrıca yerel tohumların kayıt altına alınması ve sertifikalandırılmasının zorunlu kılınması, yerel tohum hareketini kısıtladığı gerekçesiyle eleştiriliyor. Özetle yabancı tohum firmalarının pazar payının artması ve yerli tohum firmalarının rekabet gücünün azalması ve yerli tohum çeşitliliğinin azalması kamuoyunun endişeleri arasında yer alıyor.
İddiada ayrıca İsrail’den GDO’lu tohum alındığına dair bir ifade de yer alıyor. Sertifikalı tohum kavramı GDO’lu tohum ile sık sık karıştırılıyor. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından denetlenen ve onaylanan özel olarak ıslah edilmiş tohumlara sertifikalı tohum deniyor. Sertifikalı tohumlar, üretimde en verimli sonuçları sağlamak üzere seçilmiş endüstriyel tohumlardır. Bu, sertifikalı tohumlarda genetik müdahale veya yabancı madde bulunduğu anlamına gelmiyor. Farklı bitki türlerinin insan müdahalesiyle melezlenmesi sonucu üretilen ve hibrit tohum olarak da adlandırılan sertifikalı tohumlar yüksek verim ve dolayısıyla ekonomik kazanç vaat ederler. Dezavantajı ise, aynı ürünü tekrar elde etmek için her seferinde yeni tohum alınması gerekliliğidir. Sertifikalı tohum kullanıma dair en önemli eleştiriler de bu dezavantajla ilgili.
Son Yıllarda Neler Oluyor?
Tohumculuk sektörünün stratejik önceliklerini belirlemek amacıyla 2018 yılında Tohumculuk Sektörü Strateji ve Politika Belgesi hazırlanmış. Stratejinin amacı yerli tohumların üretiminin artırılması ve AR-GE çalışmalarının desteklenmesi olarak belirlenmiş. Ancak son yıllarda yapılan bu yeni düzenlemeler de yerel tohum çeşitliliğin korunması önündeki engelleri aşmamış gibi görünüyor. Bu nedenle üreticiler tohum takas etkinlikleri yapıyor. İlk kez 2009 yılında, İzmir’in Torbalı ilçesine bağlı Karaot Köyü’nde gerçekleştirilen etkinliklere bugün de devam ediliyor. Çiftçiler ve yerel tohum savunucuları, yerel tohumların korunması için şenlikler düzenliyor.

Sonuç olarak;

Türkiye'de yerli tohum satışlarının yasaklandığı iddiası yanlış.