20. Yüzyıldan Günümüze Nükleer Diplomasi
Günümüzde nükleer silahlar, küresel siyasetin en tartışmalı unsurlarından biri olmaya devam ediyor. ABD ve Rusya'nın nükleer silahlanma politikaları, Çin'in artan stratejik gücü, Kuzey Kore'nin tehditkâr çıkışları ve İran'ın belirsiz nükleer programı, dünya çapında yeni güvenlik endişelerini beraberinde getiriyor. ABD'nin Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Antlaşması’ndan (INF Treaty) çekilmesi ve İran nükleer müzakerelerinin çıkmaza girmesi, bu sürecin ne kadar dalgalı geliştiğini gösteriyor.
Bu gelişmelerin arkasında yatan tarihi süreç, nükleer silahların ilk kez kullanıldığı İkinci Dünya Savaşı'na kadar uzanıyor. ABD’nin Hiroşima ve Nagazaki’ye attığı atom bombaları savaşın gidişatını değiştirirken, nükleer silahların yıkıcı gücünü gözler önüne serdi. Soğuk Savaş boyunca ABD ve SSCB arasında hızlanan nükleer yarış yeni krizlere kapı araladı. 20. yüzyılın sonlarına doğru ise silahsızlanma çabaları ve uluslararası anlaşmalar ile nükleer gücün kontrol altına alınması amaçlandı. 21. yüzyılda uluslararası dengeler değişirken nükleer silahların geleceği hala belirsizliğini koruyor. Süregelen belirsizlik ortamında nükleer silahlanmanın kronolojisini ele aldık.
1945
Hiroşima ve Nagazaki

Hiroşima ve Nagazaki

İkinci Dünya Savaşı, nükleer silahların askeri alanda ilk kez kullanıldığı dönem oldu. Savaş sırasında Almanya’nın Uranverein (Uranyum Kulübü) nükleer programından haberdar olan ABD, 1942’de Manhattan Projesini başlatarak ilk atom bombasını geliştirdi. ABD, Japonya'nın teslim olmasını hızlandırmak amacıyla 1945'te Hiroşima'ya ve Nagazaki'ye atom bo
1962
Küba Füze Krizi

Küba Füze Krizi

Soğuk Savaş döneminde artan nükleer silahlanma tehdidine karşı uluslararası bir denetim mekanizması oluşturma ihtiyacı nedeniyle 1957 yılında Birleşmiş Milletler (BM) bünyesinde Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (IAEA) kuruldu. Ancak uluslararası alanda atılan bu adım, nükleer gerilimi düşürmek için yeterli olmadı.
1968
Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması

Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması

Küba füze krizi sonrası yumuşama döneminde, artan nükleer silahlanma yarışını kısıtlamak, nükleer silahların yayılmasını önlemek, nükleer silahsızlanmayı teşvik etmek ve nükleer enerjiyi güvenlik dışı bırakmak amacıyla;  dönemde nükleer silaha sahip 5 ülkenin (ABD, SSCB, Birleşik Krallık, Fransa ve Çin) taraf olduğu Nükleer Silahların Yayılmas
1991
START Antlaşmaları

START Antlaşmaları

Soğuk Savaş’ın son döneminde, güç kaybeden SSCB ile ABD arasında nükleer silahlanmayı sınırlandırmak ve azaltmak amacıyla 1991 yılında Stratejik Silahların Azaltılması Antlaşmaları (Strategic Arms Reduction Treaty - START) imzalandı. Antlaşmalar, her iki tarafın da silah envanterini kademeli olarak azaltması yönündeydi. START - I kapsamında her iki
2015
İran Nükleer Anlaşması

İran Nükleer Anlaşması

Şah Pehlevi döneminde NPT’ye taraf olan İran, 1979’da İslam devrimi gerçekleşmesinin ardından Batı bloku ile ilişkilerin bozulmasının da etkisiyle NPT’den çekildi. 1990’lı yıllardan itibaren Rusya ve Çin’le iş birliği yaparak nükleer çalışmalarını hızlandırdı. Batı’nın nükleer silah şüpheleri ve İran’ın nükleer tesislerinin keşfedilmesi üzerine, İr
2019
ABD ve Rusya’nın INF Antlaşması’ndan Ayrılması

ABD ve Rusya’nın INF Antlaşması’ndan Ayrılması

1987 yılında ABD ve SSCB arasında balistik füzelerin sınırlandırılmasına yönelik Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Antlaşması (INF) imzalanmıştı. Antlaşmaya göre tarafların envanterinde bulunan karadan fırlatılan balistik füzeler yasaklandı. Antlaşmanın deniz veya havadan fırlatılan füzeleri kapsamaması, tarafların yalnızca Avrupa’da konuşlandırdığı
Günümüzde NPT antlaşmasına taraf 190 ülke bulunurken, antlaşmaya taraf olmayan 4 ülke (Hindistan, Pakistan, İsrail ve 2003’te ayrılan Kuzey Kore) bulunuyor. SIPRI’nin 2023 verilerine göre dünyada 9 ülkede toplam 12.512 nükleer silah bulunuyor. Rusya’nın 5.889, ABD’nin 5.244, Çin’in 410, Fransa’nın 290, Birleşik Krallık’ın 225, Pakistan’ın 170, Hindistan’ın 164, İsrail’in 90 Kuzey Kore’nin 30 nükleer silahı bulunurken; ABD’nin nükleer silah paylaşım politikası kapsamında Almanya, Belçika, Hollanda, İtalya ve Türkiye’de NATO üslerinde nükleer silahların konuşlandırıldığı biliniyor. 
Kuzey Kore, Hindistan, Pakistan ve Çin gibi ülkelerin nükleer antlaşmalarda yer almaması, nükleer programlarının belirsizliği ve dünya çapında artan silahlanma gibi gelişmeler, önümüzdeki dönemde nükleer silahlanmada tansiyonun yükselebileceğine işaret ediyor.