Mal ve hizmetlerin fiyatlarının sürekli yükselmesine bağlı olarak meydana gelen enflasyon, Türkiye ekonomisinin en önemli kronik sorunlarından biri. Ekonomik istikrarın ve alım gücünün göstergesi olan enflasyon, Türkiye’de son yıllarda yüksek oranlarda seyrediyor. Hatta Türkiye son birkaç yıldır dünyada en yüksek enflasyona sahip ülkeler listesinden inmiyor.
Ülke ekonomilerinin dönemsel şartlarına ve yapısal özelliklerine bağlı olarak değişse de fiyat düzeylerinde yıllık ortalama artış için %5 kabul edilebilir bir oran olarak görülüyor. COVID-19 salgını sonrasında başta gelişmiş ekonomilerde olmak üzere fiyatlar hızlı bir artış göstermiş ve ABD ile İngiltere’de yıllık enflasyon oranları %9’u aşmıştı.  Tarihinde üç haneli enflasyon oranlarını da deneyimlemiş olan Türkiye’nin TÜİK verilerine göre Temmuz 2024 yıllık enflasyon oranı ise %51,9.
Türkiye enflasyonla mücadele için Haziran 2023’ten bu yana sıkılaştırma politikası uyguluyor. Merkez Bankası politika faizini kademeli olarak %50’ye yükseltti. Fakat enflasyon oranının kabul edilebilir seviyelere indiğini söylemek güç. Hatta yüksek faiz oranları nedeniyle ekonominin durgunluğa girdiğine dair işaretler de belirmeye başladı. 
İşsizlik oranı, sanayi üretimi gibi ekonomik durgunluğun habercisi olan göstergelerdeki değişimleri değerlendiren ekonomist Mahfi Eğilmez geçen hafta gündeme stagflasyon terimini armağan etti.
Peki Nedir Bu Stagflasyon? 
Enflasyon, İngilizce Inflation kelimesinden türeyen bir kavram, şişirmek veya şişkinlik anlamlarına geliyor. Stagflasyon ise Stagnation ve Inflation kelimelerinden türetilen bir kavram. Stagnation durgunluk, hareketsizlik anlamlarına geliyor. Stagflasyon kavramı ekonomide hem yüksek enflasyon, hem de ekonomik durgunluk dönemlerinde meydana gelen ekonomik durumu ifade etmek için kullanılıyor. 
Ekonomik büyüme dönemlerinde meydana gelen yüksek fiyat artışları, oranlarına göre Yüksek Oranlı Enflasyon (%5-%15) veya Çok Yüksek Oranlı Enflasyon (%15-%50) olarak tanımlanırken yıllık fiyat artış oranının %50’nin üzerinde olmasına Hiperenflasyon tanımlaması yapılıyor. Stagflasyon ise yüksek veya çok yüksek oranlı enflasyonun yanında ekonomik büyümenin durduğu ekonomik kriz ortamları için kullanılan bir kavram.
Stagflasyon, 1970’lerde, özellikle petrol fiyatlarının ani artışlarıyla birlikte birçok gelişmiş ülkede yaşanan ekonomik krizlerle gündeme gelmişti. Bu dönemde, hem yüksek enflasyon hem de yüksek işsizlik oranları aynı anda görülmüş ve bu durum, ekonomi politikalarını yönetenler için ciddi bir sorun oluşturmuştu.
Stagflasyonun Göstergeleri Neler?
Türkiye 2024’ün ikinci çeyreğinde önceki yılın aynı çeyreğine göre %2,5 oranında büyüdü. Yani, Türkiye teknik olarak ekonomik bir durgunluk yaşamıyor. Fakat ekonomik göstergeler gecikmeli şekilde açıklandığı için diğer göstergeler bir stagflasyon durumunun olup olmadığı konusunda fikir verebilir. 
Bir ekonomide stagflasyon ortamı var demek için yüksek enflasyon oranlarının yanında belli ekonomik şartların da bir arada olması gerekiyor. Bunlar; 
→ Yanlış para politikası yönetimi ve işsizliğin artması: Merkez bankasının enflasyonu kontrol edememesi veya genişlemeci para politikası uygulaması, enflasyon artışıyla beraber üretimin yavaşlamasına, işsizliğin artmasına ve dolayısıyla stagflasyona neden olabilir. 
→ Talep durgunluğu ve ticaret hacminde küçülme: Piyasalardaki talebin azlığı tek başına stagflasyona sürüklemese de, talep durgunluğu diğer göstergelerle birleştiği durumlarda stagflasyon ortaya çıkabilir. 
→ Beklentiler: Tüketiciler ve işletmeler yüksek enflasyon oranlarının devam edeceği beklentisi içerisindeyse bu durum fiyat ve ücretlerin daha da artmasına sebep olabilir. Fiyatların yükselmesi talepleri düşürerek ekonominin durgunlaşmasına etki edebilir.
→ Maliyet enflasyonu ve üretimde gerileme: Ücretlerin ve hammadde fiyatlarının sürekli artışı, üreticilerin de bu artışı fiyatlarına yansıtmalarına, dolayısıyla enflasyon oranında artışa sebep olur. Ekonomik durgunluk dönemlerinde maliyet enflasyonunun yüksek olması stagflasyona yol açabilir.
Stagflasyondan Nasıl Çıkılır?
Stagflasyondan çıkmak, hem ekonomik durgunluğu hem de enflasyonu aynı anda yönetmek gerektiği için oldukça zorlu bir süreç. Yüksek enflasyona bağlı ekonomik kriz durumlarında karar alıcılar genellikle sıkı para politikası, üretimin yavaşlatılması, politika faizinin yüksek tutulması gibi ekonomik büyümeyi yavaşlatıcı önlemlerle enflasyon düşürülüyor. Ancak stagflasyon ortamında ekonomik durgunluk zaten mevcut olduğundan, yüksek enflasyona karşı alınan klasik önlemlerin krizden çıkılmasına tek başına yeterli olmama ihtimali oldukça yüksek olacaktır. 
Stagflasyon ortamında alınan ekonomi politikası kararlarda bir yandan ekonomik büyümeyi yeniden canlandırmak, bir yandan da enflasyon canavarını kontrol altında tutmak gerekiyor. Bunun için ülkenin genelinde, kurumlar arası uyum ve işbirliği içinde, şeffaf ve kapsamlı bir ekonomi politikasının uygulanması gerekiyor. Stagflasyondan çıkmak için uygulanması öngörülen temel stratejiler ise şunlar;
→ Sıkı ve hedeflenmiş para politikası: Sıkı para politikası enflasyonu düşürebilir ancak ekonomik durgunluğu artırma riskine karşı dengeli para politikası üretmek ile belirli sektörlere yönelik hedeflenmiş politikaların uygulanarak büyümenin ve enflasyonun kontrol altında tutulması. 
→ Yapısal reformlar ve teşvikler: Ekonomide verim ve üretim kapasitesi artırmak adına yapılan reformlar ile vergi indirimi yapılarak tüketimin ve yatırımın artırılması. Ancak bu kararlarda yine yüksek enflasyon tuzağına karşı dikkatli politikalar üretilmesi gerekir.
→ Arz yönlü politikalar: Üretimde kullanılan hammaddelerinin arzının artırılarak veya düzenleyici reformlar yapılarak üretim maliyetlerinin düşürülmesi ile enflasyon kontrol altına alınabilir. 
→ Beklenti yönetimi: Hükümetlerin ve merkez bankalarının toplum ile şeffaf ve net iletişim kurması ile karar alıcılara duyulan güvenin yüksek olması; enflasyon beklentilerinin düşmesine yardımcı olabilir. 
→ Uluslararası işbirliği: Uluslararası ticarette engellerin azaltılması, yabancı kaynaklı yatırımların artırılması ve enerji anlaşmaları gibi işbirlikleri arz şokları etkisini hafifletebilir ve ekonomik büyümeyi destekleyebilir. 
Stagflasyondan çıkmak için uygulanan politikalar ekonomik koşullara, ülkenin yapısına ve küresel faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Bu nedenle stagflasyondan çıkmak için tek bir çözümden ziyade, ülkenin ekonomik şartlarına özel uyumlu ve kapsamlı bir politika reçetesinin gerekli olduğu unutulmamalı.