Bir Instagram sayfasından 30 Kasım 2020 tarihinde paylaşılan, bir İtalyan doktorun açıklamalarını içeren videoda COVID-19’un hastalığın isminin kısaltması olmadığı ve koronavirüs testlerinin etkisiz olduğu iddia edildi. Paylaşım 400 binden fazla beğeni almış ve 2 milyondan fazla beğeni almış. Videonun kaynağı ise görüntülerde yer alan İtalyan doktor Roberto Petrella’nın Ağustos 2020’de kendi Facebook sayfası üzerinden yaptığı canlı yayın.

İddia daha önce farklı sosyal medya hesaplarında ve mecralarda da paylaşılmış ve çeşitli doğrulama platformları tarafında da incelenmiş.
COVID-19 Hastalık Adının Kısaltması Değil mi?
Görüntülerdeki kişi gerçekten Roberto Petrella isimli İtalyan bir doktor. Petrella bir jinekolog ve daha önce HPV(İnsan Papilloma Virüsü) aşısına karşı açıklamları da olmuş. Bu açıklamalardan dolayı çalıştığı Teramo bölgesinin Doktorlar Birliği’nden atıldığına yönelik haberlere ulaşılabiliyor.
İncelemeye konu olan iddiaları içeren videoda Petrella COVID-19’un dünya nüfusunu %80 oranında azaltmak için bir proje olduğu, aşıların insanların bağışıklığını zayıflatmak için yapıldığı gibi iddiaları da içeren birçok açıklamada bulunuyor. Bu iddialardan videoda en fazla yer tutan ikisi; COVID-19’u tespit etmek için kullanılan testlerin virüsü tespit etmediği ve COVID-19’un bir hastalık isminin kısaltması olmadığı. İddiaya göre COVID-19 Certificate of Vaccination Identification by Artificial Intellegence yani Yapay Zeka ile Aşılanma Kimliği Belgesi anlamına gelen bir ifadenin kısaltması. İddiada COVID 19 aşıları ile yapay zeka arasında hiçbir kanıta dayanmayan bir bağ kuruluyor.
Dünya Sağlık Örgütü’nün herkes tarafından erişilebilir açıklamaları incelendiğinde SARS Cov-2 isimli virüsün sebep olduğu hastalığa DSÖ tarafından resmi olarak COVID 19 isminin verildiği tarihin 11 Şubat 2020 olduğu görülüyor. DSÖ’nün internet sitesinden COVID-19 kısaltmasının ne anlama geldiği açıklanmış kısaltma İngilizce Coronavirus Disease 2019 yani Koronavirüs Hastalığı 2019 anlamına geliyor.

Resmi sağlık kurumlarının açıklamaları ışığında görüldüğü üzere, Roberto Pertella’nın iddia ettiği gibi COVID-19 kısaltmasının aşı ile ya da yapay zeka ile bir ilgisi yok.
COVID-19 Testleri Etkisiz mi?
Robeto Pertella’nın videoda önemli yer ayırdığı bir diğer iddia ise COVID-19 testlerinin COVID-19’a sebep olan virüsü tespit etmediği. Pertella test ile ilgili olarak videoda ‘’Sadece ufacık, tamamen zararsız virüs ve vücudumuzdan atılan hücre atıklarını buluyor. Test edilenlerin yüzde 90’ı pozitif çıkıyor.’’ ifadesini kullanmış.
Bir kişinin COVID-19 virüsünü taşıyıp taşımadığını belirlemek için iki tanı testi yöntemi yaygın olarak kullanılıyor: PCR testi ve antijen testi. PCR testi moleküler bir test; bu yöntem ile virüsün genetik tespiti yapılabiliyor. Antijen testlerinde ise virüs kaynaklı proteinlerin tespiti yapılabiliyor.
Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi tanı testleri ile ilgili yaptığı bilgilendirmede tanı testlerinden çıkan sonuçların isabetli olup olmamasının testin iki özelliği dikkat alınarak belirlendiğini belirtmiş. Bu iki özellik özgüllük ve duyarlılık. Duyarlılık bir testin pozitif vakalar arasından pozitif sonuçları tespit edebilme oranını ifade ederken, özgüllük ise negatif vakalar arasından negatif sonuçları tespit edebilme oranını anlatıyor. Bir tanı testinin özgüllük ve duyarlılık oranı %100’e olabildiğince yaklaşması testin işlerliği açısında arzu edilen bir durum.
Ancak testin vakaların pozitif ya da negatif olduğunun bilinmediği durumlarda yani testin sahada kullanımda doğru sonucu verip vermediğinin anlaşılması için hastalığın yaygınlığının da dikkate alınarak hesaplanan PPV (Pozitif Prediktif Değer) ve NPV (Negatif Prediktif Değer) isimli iki ölçme mekanizması daha var. PPV bir testin pozitif sonuçlarının ne kadarının gerçek pozitif olduğunu belirtirken NPV bir testin negatif sonuçlarının ne kadarının gerçek negatif olduğunu gösteriyor. Yeterli özgüllük ve duyarlılık oranlarıyla desteklendiğinde; NPV değeri yüksek bir testte false negative (test sonucu negatif olup vakanın virüsü taşıması) ihtimali düşüktür, PPV değeri yüksek bir testte false positive (test sonucunun pozitif olup vakanın virüs taşımaması) oranı düşüktür. PPV ve NPV değerleri hastalığının yaygınlığına (prevalence) göre değişkenlik gösterebiliyor.
Yine Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi’nin değerlendirmesine göre antijen testlerin özgüllükleri yüksek ve duyarlılıkları PCR testine kıyasla düşük. PCR testinin ise hem duyarlılık hem de özgüllük oranlarının yüksek olduğu belirtilmiş. Bilimsel çalışmalarda testin NPV değerinin yüksek olduğu bu yüzden yanlış negatif verme ihtimalinin az olduğu da ifade edilmiş.
COVID-19 testlerinin nasıl daha doğru yorumlanabileceği ve ne derece etkili olduğu ile ilgili bilimsel tartışmalar mevcut. Hiçbir tanı testi yüzde yüz kesinlikte bir sonuç veremeyeceği için COVID-19 testinin de böyle bir sonuç vermesi uygulamada mümkün kabul edilmiyor fakat testin hastalığı tespit edemediğine ya da kullanılamayacak kadar yetersiz olduğuna yönelik sağlık otoritelerinin bir açıklaması ya da bunu işaret eden bir bilimsel çalışma bulunmamakta, aksine PCR testlerinin COVID-19’un teşhisi için kullanılması tavsiye edilmekte.
İddia YANLIŞ
Bir Instagram sayfasında paylaşılan videoda İtalyan bir doktor COVID-19’un bir hastalık isminin kısaltması olmadığını ve COVID-19 testlerinin hastalığa yol açan virüsü tespit etmekte etkisiz olduğunu iddia etmiş. Dünya Sağlık Örgütü’nün açıklamaları incelendiğinde COVID-19’un Coronavirüs Disease 2019 (Koronavirüs Hastalığı 2019) ifadesinin kısaltması olduğu görülüyor. COVID-19 testlerinin ne kadar etkili olduğuna yönelik bilimsel tartışmalar olsa da videoda iddia edildiği gibi bu testlerin COVID-19’a neden olan virüsü tespit edemediğini ifade eden bir çalışma ya da açıklama bulunmuyor. Resmi sağlık kurumlarının açıklamaları ve bilimsel araştırmalar ışığında görüldüğü üzere, COVID-19’un hastalığın isminin kısaltması olmadığı ve koronavirüs testlerinin etkisiz olduğu iddiaları yanlış.

Sonuç olarak;

COVID-19’un hastalığın isminin kısaltması olmadığı ve koronavirüs testlerinin etkisiz olduğu iddiası