Yazar:
Gül Hür
1943 yılında Fransa’nın sömürge yönetiminden kurtulan ve Ulusal Pakt adı verilen bir düzenleme ile mezhepsel bir siyasi sistem benimseyen Lübnan’da, 1970’lere kadar güç paylaşımı Sünni Müslümanlar ve Maruni Hristiyanlar arasındayken Şii topluluğunun etkisi sınırlıydı. Şiilerin siyasete dahil olma süreci ise İran'daki İslami devrim ve Filistin hareketlerinin etkisi ile doğrudan ilgili. Bu dönemde  Şiilerin siyasal taleplerini temsil eden yeni gruplar ortaya çıkarken Hizbullah, İran'dan aldığı destekle daha radikal ve militan bir çizgi izliyordu. 2000’lerin Hizbullahı ise daha ılımlı bir karaktere bürünerek ana akım bir siyasi parti haline gelecek ve Lübnan siyasetinin ciddi bir parçası olacaktı. 
Aslında Lübnan Hizbullahı, 7 Ekim Saldırısı’ndan bu yana Hamas - İsrail çatışmasının içindeydi. 7 Ekim 2023 tarihinde Hamas’a bağlı Kassam Tugayları Gazze sınırına yakın bir bölgede gerçekleştirilen Nova Müzik Festivali’ne saldırarak 1200’den fazla insanın ölümüne ve binlerce festival katılımcısının yaralanmasına neden olduktan sonra 254 sivili de rehin almıştı. Hamas militanları festival saldırısı ile eş zamanlı olarak, Gazze Şeridi'ne yakın bir İsrail kibbutzu (İsrail'de ortaklaşa tarım ve yaşam esasına dayalı bir yerleşim türü) olan Be'eri'ye de saldırınca İsrail, Hamas’a yönelik geniş çaplı bir askeri operasyon başlatmıştı. Bu tarihten itibaren Hamas ve İsrail arasında yaşanan çatışmaya Lübnan Hizbullahı hemen müdahil oldu. Lübnan’ın güneyinde yer alan Hizbullah yapılanmasının 8 Ekim’de İsrail’e roket saldırıları düzenlemesinin hemen ertesinde İsrail Savunma Kuvvetleri (Israel Defence Forces - IDF) Hizbullah’a karşılık vermişti. 
Hizbullah’ın, savaşın başından beri Hamas’a verdiği destek, İsrail’in Lübnan’a yönelik geniş bir askeri operasyon başlatmasına neden oldu. İsrail’in önce Hizbullah’ın askeri faaliyetlerini koordine etme kapasitesini sınırlamak amacıyla düzenlediği telsiz saldırıları ve ardından Beyrut’taki merkez karargâhına yönelik başlattığı operasyonla 27 Eylül 2024 günü Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ı öldürmesi Lübnan - İsrail çatışmasının yeni bir evreye geçmesiyle sonuçlandı. Nasrallah’ın öldürülmesine karşılık veren İran’ın 1 Ekim 2024 gecesi 180’den fazla balistik füzeyle İsrail’e saldırması ise bir yılını geride bıraktığımız savaşı iyice körükledi. Lübnan’ın - ve dolayısıyla Hizbullah’ın - artık tam göbeğinde yer aldığı bu savaşın kökenlerini bu zaman tünelinde özetledik.
1982

İsrail'in Lübnan'ı İşgali

İsrail’in Lübnan’ı işgal etmesi, Lübnan’daki varlığını her geçen gün büyüten ve genişleten Filistin Kurtuluş Örgütü'nün (FKÖ) varlığı ile doğrudan ilgiliydi. FKÖ'nün Lübnan'daki etkisi, 1969'da yapılan Kahire Anlaşması'yla artmış ve bu bölgeden İsrail'e yönelik saldırılar düzenlenmişti. İsrail, bu saldırıları durdurma ve FKÖ’nün Lübnan'daki varlığı
İsrail’in Lübnan’ı işgal etmesi, Lübnan’daki varlığını her geçen gün büyüten ve genişleten Filistin Kurtuluş Örgütü'nün (FKÖ) varlığı ile doğrudan ilgiliydi. FKÖ'nün Lübnan'daki etkisi, 1969'da yapılan Kahire Anlaşması'yla artmış ve bu bölgeden İsrail'e yönelik saldırılar düzenlenmişti. İsrail, bu saldırıları durdurma ve FKÖ’nün Lübnan'daki varlığına son verme amacıyla 1982 yılında Lübnan'ı işgal etti. Galile için Barış adlı operasyonda İsrail ordusu Beyrut'a kadar ilerledi ve hedeflenen barış anlaşması gerçekleşmedi. İsrail'in müttefiki Lübnanlı Hristiyan lider Beşir Cemayel'in suikaste uğraması ve Beyrut'un işgali Şiileri radikalleştirdi ve bu durum, Suriye ve İran'ın desteğiyle Hizbullah'ın yükselişine zemin hazırladı. Hizbullah, bu işgale tepkiyle İran'ın da desteğini alarak kurulmuş Şii bir milis hareketi olarak silahlı eylemlerine başladı. Amacını ise İsrail işgaline karşı mücadele etmek ve Lübnan'da İslami bir devlet kurmak olarak tanımlamıştı. 
1985

İsrail'in Güney Lübnan’da Kalıcı Varlığı

1985 yılında İsrail, Lübnan’ın güneyinde "güvenlik kuşağı" adı verilen bir bölge oluşturarak, burada kalıcı bir varlık göstereceğini ilan etti. Bu 10 kilometre derinliğinde ve 79 kilometre uzunluğundaki bölge, İsrail’in kuzey sınırlarını Filistinli militan saldırılarından korumayı
1985 yılında İsrail, Lübnan’ın güneyinde "güvenlik kuşağı" adı verilen bir bölge oluşturarak, burada kalıcı bir varlık göstereceğini ilan etti. Bu 10 kilometre derinliğinde ve 79 kilometre uzunluğundaki bölge, İsrail’in kuzey sınırlarını Filistinli militan saldırılarından korumayı amaçlıyordu. İsrail, Güney Lübnan Ordusu (South Lebanon Army - SLA) ile iş birliği yaparak asker sayısını minimumda tutmayı hedefledi. Ancak Hizbullah’ın sürekli devam eden gerilla saldırıları hem İsrail’e hem de SLA'ya ciddi kayıplar verdirdi. Birleşmiş Milletler’in 425 sayılı kararına rağmen İsrail, güvenlik gerekçesiyle geri çekilmeyi erteledi ve bu durum bölgedeki işgali sürdürülemez hale getirirken Hizbullah’ın halk desteğini artırarak ciddi bir güç haline gelmesine yol açtı. İsrail bu dönemde Lübnan topraklarının yaklaşık %10’unu kontrol altında tuttu. 
1993

Temmuz Operasyonu

1993'te İsrail, Hizbullah'ın kuzey İsrail'e yönelik saldırılarının artması üzerine Hesaplaşma Operasyonu’nu (Operation Accountability) başlattı. Bu operasyon, Hizbullah’ın güney Lübnan'daki üslerine yönelik geniş çaplı hava ve kara saldırıları içeriyordu. İ
1993'te İsrail, Hizbullah'ın kuzey İsrail'e yönelik saldırılarının artması üzerine Hesaplaşma Operasyonu’nu (Operation Accountability) başlattı. Bu operasyon, Hizbullah’ın güney Lübnan'daki üslerine yönelik geniş çaplı hava ve kara saldırıları içeriyordu. İsrail’in amacı, Hizbullah'ın saldırı kapasitesini zayıflatmak ve sivilleri bölgeden uzaklaştırarak Lübnan hükümeti üzerinde baskı kurmaktı. Ancak bu strateji,binlerce Lübnanlının yerinden edilmesine yol açtı ve uluslararası alanda geniş çaplı eleştirilere neden oldu. Bir hafta süren çatışmaların ardından, ABD'nin aracılığıyla bir ateşkes sağlandı. Ateşkes, her iki tarafın da sivillere yönelik saldırılardan kaçınmasını içeriyordu, ancak düşük yoğunluklu çatışmalar operasyon sonrası devam etti ve Hizbullah varlığını korudu. Bu operasyon, Hizbullah'ın askeri altyapısına ciddi zararlar verse de örgütü zayıflatmaya yetmedi ve Hizbullah’ın özellikle Şii nüfus arasında popülaritesi arttı. Bu operasyon, 1996'daki daha geniş kapsamlı Gazap Üzümleri Harekatı (Operation Grapes of Wrath) öncüsü olarak kabul edildi.
2000

İsrail'in Güney Lübnan'dan Çekilmesi

İsrail’in Güney Lübnan’dan çekilmesi yaklaşık 18 yılın ardından 2000 yılında gerçekleşti ve bu 18 yıllık çatışma bölgedeki dengeleri önemli ölçüde değiştirdi. İsrail, 1982’den 2000’lere gelene kadar hem yerel hem de uluslararası baskılarla karşı karşı
İsrail’in Güney Lübnan’dan çekilmesi yaklaşık 18 yılın ardından 2000 yılında gerçekleşti ve bu 18 yıllık çatışma bölgedeki dengeleri önemli ölçüde değiştirdi. İsrail, 1982’den 2000’lere gelene kadar hem yerel hem de uluslararası baskılarla karşı karşıya kaldı. İsrail'in Lübnan’dan çekilme kararı Hizbullah tarafından büyük bir zafer olarak lanse edildi ve bu da Hizbullah’ın Lübnan’daki siyasi ve askeri gücünü önemli ölçüde arttırmasıyla sonuçlandı. İsrail’in çekilmesinin ardından Lübnanlıların Güney Lübnan’a geri dönmeleri uluslararası topluluk tarafından bir dönüm noktası olarak değerlendirildi.
2006

2006 İsrail-Hizbullah Savaşı

2006 yılındaki savaş İsrail-Hizbullah Savaşı, Hizbullah militanlarının 12 Temmuz 2006'da sınır ötesi bir baskında 8 İsrail askerini öldürmesi, 2 İsrail askerini kaçırması ve İsrail'le esir takası talep etmesi sonrası çıktı ve hızla büyüyen bir çatışmaya dönüştü. İsrail, bu saldırıya ka
2006 yılındaki savaş İsrail-Hizbullah Savaşı, Hizbullah militanlarının 12 Temmuz 2006'da sınır ötesi bir baskında 8 İsrail askerini öldürmesi, 2 İsrail askerini kaçırması ve İsrail'le esir takası talep etmesi sonrası çıktı ve hızla büyüyen bir çatışmaya dönüştü. İsrail, bu saldırıya karşılık geniş çaplı hava ve kara operasyonları düzenleyerek Lübnan'daki Hizbullah mevzilerini hedef aldı. Aynı dönemde Hizbullah, İsrail şehirlerine binlerce roket fırlatarak karşılık verdi. Çatışmalar 34 gün sürdü ve 1.200'den fazla Lübnanlı sivil ve 160'tan fazla İsrailli hayatını kaybetti. Lübnan'da geniş çaplı yıkıma yol açan savaş, 14 Ağustos 2006'da Birleşmiş Milletler’in arabuluculuğuyla sağlanan ateşkesle sona erdi. Bu süreçte de 2000 yılında yaşandığı gibi İsrail’in savaş sonrası kısmi geri çekilmesi, Hizbullah’ın Lübnan’daki siyasi ve askeri gücünü pekiştirerek bölgedeki popülaritesini artırdı. Bu savaş İsrail-Lübnan ilişkilerinde kalıcı bir gerginlik yaratan olayların başında geliyor.
2011

Suriye İç Savaşı ve Hizbullah’ın Rolü

2011 yılında başlayan ve etkileri hala devam eden Suriye İç Savaşı, bölgedeki güç dengelerini yeniden şekillendirdi. Uluslararası aktörlerin birçoğu doğrudan veya dolaylı olarak bu çatışmaya dahil oldu. Hizbullah, savaşın başından itibaren Beşar Esad rejiminin en önemli müttefiklerinden biri olarak sahaya
2011 yılında başlayan ve etkileri hala devam eden Suriye İç Savaşı, bölgedeki güç dengelerini yeniden şekillendirdi. Uluslararası aktörlerin birçoğu doğrudan veya dolaylı olarak bu çatışmaya dahil oldu. Hizbullah, savaşın başından itibaren Beşar Esad rejiminin en önemli müttefiklerinden biri olarak sahaya indi. İran’ın desteğiyle Esad yönetimine verdiği bu aktif askeri destek Hizbullah'ın Suriye'deki varlığını pekiştirdi. Hizbullah'ın Suriye'deki askeri rolü, aynı zamanda İsrail ile olan gerilimi de artırdı. İsrail, Hizbullah’ın Suriye-Lübnan sınırında artan silah ve mühimmat transferlerini engellemek için sık sık hava saldırıları düzenledi. Suriye’deki iç savaş, Hizbullah’ın hem Lübnan’daki hem de bölgedeki stratejik konumunu güçlendirdi.
2019-2021

İsrail-Hizbullah Gerilimi

İsrail, bu dönemde Hizbullah’ın Suriye iç savaşında elde ettiği deneyim ve güçlenmiş askeri kapasitesine karşı önleyici hava saldırıları düzenledi. Bu saldırılar, genellikle Lübnan'ın güneyindeki Hizbullah’a ait silah depoları, askeri altyapılar ve İran destekli silah sevkiyatlarına
İsrail, bu dönemde Hizbullah’ın Suriye iç savaşında elde ettiği deneyim ve güçlenmiş askeri kapasitesine karşı önleyici hava saldırıları düzenledi. Bu saldırılar, genellikle Lübnan'ın güneyindeki Hizbullah’a ait silah depoları, askeri altyapılar ve İran destekli silah sevkiyatlarına odaklandı. Hizbullah ise İsrail'e karşı sınır boyunca füzeler ve roketlerle misilleme yaparak İsrail’in kuzey bölgelerini hedef aldı. Bu çatışmalar, zaman zaman uluslararası diplomatik girişimlerle durdurulmaya çalışıldıysa da, bölgedeki genel istikrarsızlık ve İran-İsrail gerilimi bu tür şiddet olaylarının devam etmesine neden oldu.