Bu içerik Doğruluk Payı gönüllüsü Pınar Şahin tarafından kaleme alınmıştır.
Mustafa Kemal Atatürk, 23 Nisan 1924'te Büyük Millet Meclisi’nin açıldığı ve halkın egemenliğini ilân ettiği tarih olan 23 Nisan’ın bayram olarak kutlanmasına karar vermiştir. Bu tarihten 5 yıl sonra 23 Nisan 1929’da Mustafa Kemal Atatürk bu bayramı çocuklara armağan etmiştir ve 23 Nisan ilk defa 1929 yılında Çocuk Bayramı olarak da kutlanmaya başlanmıştır.
Doğruluk Payı olarak 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla Türkiye’deki çocuk verilerini inceledik.
Çocuk Nüfusu Artış Gösterse de Toplam Nüfustaki Payı Zamanla Azalıyor
Türkiye’deki çocuk nüfusu ve toplam nüfus içindeki oranı hem Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi hem de TÜİK tarafından yıllık olarak açıklanıyor. TÜİK tarafından açıklanan verilere göre ise 2018 yılında Türkiye’deki 0-17 yaş arası çocuk nüfusu 22 milyon 920 bin 422, toplam nüfus içindeki oranı ise %28 olarak gerçekleşti. Türkiye’deki çocuk nüfusu neredeyse her yıl bir önceki yıla göre artış gösterse de toplam nüfusa oranı yıllardan beri azalış göstermekte. Özellikle 1970 yılında Türkiye’nin %48,5’ini oluşturan çocuk nüfusu 2012 yılında toplam nüfusun %30’unu, 2018 yılında ise %28’ini oluşturmaktaydı.
Ayrıca yetkililer tarafından yapılan araştırmalarda gelecekteki çocuk nüfus oranları da öngörülmekte. Örneğin TÜİK verilerine göre, Türkiye’de çocuk nüfusu oranının 2040 yılında %23,3, 2060 yılında %20,4 ve 2080 yılında %19 olacağı öngörüldü. Bu da önümüzdeki 20 yıl içerisinde, çocuk nüfus oranlarının toplam nüfus içerisinde ki oranının yaklaşık %5 azalacağı ve çocukların genel nüfus içerisinde daha az var olacağı anlamına geliyor.

Net Okullaşma Oranı İlköğretimde Azalırken, Ortaöğretimde ise Artış Gösteriyor
Türkiye’de eğitim sistemindeki değişiklikler sürekli gündem konusu olurken çocukların okullaşma oranlarındaki değişimler de dikkat çekiyor. Çocukların yaşıtlarıyla beraber okula gitme oranları olarak tanımlanan okullaşma oranı TÜİK tarafından İlköğretim, Ortaokul ve Ortaöğretim olarak ayrı ayrı açıklanıyor. TÜİK tarafından açıklanan verilere göre 2012/2013 öğretim yılında %98,9 olan ilköğretimdeki okullaşma oranı 2017/2018 öğretim yılında ise %91,5 oldu. Bununla birlikte 2012/2013 öğretim yılında %70,1 olan ortaöğretim okullaşma oranı ise 2017/2018 öğretim yılında %83,6’ya kadar yükseldi. Dolayısıyla ilköğretimde okullaşma oranı 5 sene içinde %7,4 azalırken, ortaöğretimde ise %13,5 oranında artış gösterdi.

Yaş Grubu 15-17 Arası Çocukların İş Gücüne Katılma Oranı %21,1 Oldu
15-17 yaş aralığındaki çocukların iş gücüne katılma oranlarını da araştırıp yayınlayan TÜİK, bu yaş aralığındaki çocukların her yıl iktisadi üretime ne kadar katıldığını açıklıyor. O yaş aralığındaki toplam iş gücünün o yaş aralığındaki toplam çocuk nüfusuna oranı ile hesaplanan iş gücüne katılma oranı 2017 yılında %20,3 iken 2018 yılında ise %21,1 olarak gerçekleşti.İşgücüne katılma oranlarına cinsiyet bazında bakıldığında ise 2017 yılında işgücüne katılma oranı erkek çocuklarında %28,5 iken aynı oran kız çocuklarında %11,8 olmuştu. Bu oran 2018 yılında ise erkek çocuklarında %30 kız çocuklarında ise %11,8 oldu.

Resmi Kız Çocuk Evlilikleri Azaldı
Çocuklar söz konusu olduğunda en çok dikkat çeken konulardan biri de “çocuk gelinler”. Kanunlara göre 16 yaşından büyük çocukların ailelerinin izni ile evlendirilebildiği Türkiye’de bu yaşın altında evlenen çocukların sayısı resmi kaynaklarda yer almıyor. TÜİK tarafından açıklanan evlenme istatistiklerine göre 16-17 yaş grubunda olan kız çocuklarındaki resmi evlenmelerinin en çok görüldüğü yıl 2005 yılıydı. 2005 yılında Türkiye’de yaklaşık 52 bin kız çocuğu ailesinin izniyle evlenirken, 2018 yılına gelindiğinde bu rakam yaklaşık 21 bine düştü. Evlenen çocukların toplam evlenmeler içindeki oranı ise 2005 yılında %8,1 iken, 2018 yılında ise %3,8 olarak gerçekleşti.

Çocuk Bağımlılık Oranı Zamanla Azalış Gösteriyor
Bir ülkede 15-64 yaş grubundaki çalışma çağındaki her 100 kişinin, bakmakla yükümlü olduğu 0-14 yaş aralığındaki kişi sayısını gösteren çocuk bağımlılık oranı her yıl hem TÜİK hem de Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi tarafından açıklanmaktadır. TÜİK tarafından açıklanan verilere göre ise Türkiye’de 2018 yılında 15-64 yaş aralığındaki her 100 kişiden 34,5’i 0-14 yaş aralığındaki bir çocuğa bakmakla yükümlü. Son 12 yılda ise bu oran %39,7 ile 2007 yılında en yüksek değere ulaşmıştı fakat o yıldan bu yana her yıl düşüş gösterdi.

Ayrıca toplam çocuk sayısının toplam nüfusa oranı ile paralel olarak azalış gösteren çocuk bağımlılık oranı hakkında TÜİK yayınladığı istatistiklerde geleceğe dair çeşitli öngörülerde bulunuyor. TÜİK tarafından yapılan açıklamaya göre çocuk bağımlılık oranının 2023 yılında %33,5’e, 2050 yılında %28,7’e ve 2080 yılında ise %26,7'ye gerileyeceği öngörülüyor.