Toronto Üniversitesi'nde Yapılan Bir Araştırmanın Unutkanlığın Yüksek Zekayı Gösterdiği Sonucuna Vardığı Doğru mu?
Yazar:
Gül Hür
Gül Hür
İddia şöyle;

Bir Instagram hesabı tarafından 30 Ekim 2024’te yapılan paylaşımda Toronto Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmanın unutkanlığın yüksek zeka işareti olduğu sonucuna vardığı iddia edildi

Gönderi, 6 bine yakın beğeni almış.

İddia KISMEN YANLIŞ
Toronto Üniversitesi ve İleri Araştırmalar Kanada Enstitüsü’nden Blake A. Richards ve Paul W. Frankland’in kaleme aldığı “The Persistence and Transience of Memory” isimli bir makalede, bellek kalıcılığı ve unutkanlık arasındaki etkileşimin bireylerin değişken ve karmaşık çevrelerde doğru kararlar almasına nasıl katkı sağladığı açıklanmış.
Makaleye göre unutkanlık zekânın bazı yönleriyle, örneğin esneklik, genelleme yapabilme ve verimli karar verme ile ilişkili. Ancak, makale tüm unutkanlık türlerini yüksek zeka ile ilişkilendirmiyor, yalnızca stratejik unutmanın yani gereksiz bilgileri eleme ve önemli bilgileri koruma sürecinin faydalı olduğunu belirtiyor. Unutkanlık beynin eski ve gereksiz bilgileri bırakıp yeni durumlara esnek tepki verebilmesi için bir araç görevi görüyor.
Unutkanlığın Yüksek Zeka İle Doğrudan Bir İlgisi Yok
Sosyal medyada, kullanıcıların ilgisini çekecek şekilde sansasyonel cümleler paylaşmak, çoğu zaman etkileşimi arttırıp ilgili gönderinin hızla yayılmasına yol açıyor. Hızlı yayılımın sonucu olarak artan etkileşimler de kullanıcıların bilgileri kontrol etmeden inanmalarının temel sebebi gibi görünüyor. İlgili Instagram gönderisinde yer alan iddia da bu kategorideki paylaşımlardan birisi. 
Öncelikle Toronto Üniversitesi’nde böyle bir araştırmanın yapılıp yapılmadığını kontrol ederek araştırmaya başlanabilir. Anahtar kelimelerle yapılan basit bir araştırma ile Toronto Üniversitesi ve İleri Araştırmalar Kanada Enstitüsü’nden Blake A. Richards ve Paul W. Frankland’in kaleme aldığı “The Persistence and Transience of Memory” isimli bir makale ile karşılaşılıyor. Bellek sistemlerinin işleyişini incelemek amacıyla kaleme alınan bu makalede araştırmacılar, bellek kalıcılığı (persistence) ve unutkanlık (transience) arasındaki etkileşimin bireylerin değişken ve karmaşık çevrelerde doğru kararlar almasına nasıl katkı sağladığını anlamayı hedeflemiş. Makale birçok haber içeriğinde de referans olarak kullanılmış. 
Makale, bellek kalıcılığı ve unutkanlık kavramlarını araştırarak, her iki sürecin de insan beyninde bilgi işleme süreçlerine katkı sunduğunu öne sürüyor. Özellikle unutkanlığın, eski ve güncelliğini yitirmiş bilgilerin karar alma süreçlerine etkisini azaltarak, bireylerin yeni durumlara uyum sağlamasını kolaylaştırdığını savunuyor. Makale, belleğin asıl amacının bilgiyi hatırlamak değil, bu bilgiyi daha iyi kararlar alabilmek için optimize etmek olduğunu ileri sürüyor. 
Yani, unutkanlık, beynin karmaşık bilgiyi işleyip basit ama etkili kararlar almasına katkıda bulunuyor. Ancak, bu fayda her türlü unutkanlık için geçerli değil; yalnızca stratejik unutma, yani önemliyi ayıklayıp önemsizi geride bırakma kapasitesi bu avantajı sunuyor. Sonuç olarak, “unutkanlık zekâ belirtisidir” ifadesi makalede sunulan bulgulara göre tamamen doğru değil; ama zekânın işlevsel bazı yönlerini güçlendirdiğini de belirtmek gerek. 
Toronto Üniversitesi’ndeki çalışmanın dışında, bellek kalıcılığı ve unutkanlık arasındaki etkileşimi ele alan çeşitlibilimselçalışmalar mevcut. Çalışmaların tamamı bu etkileşimin bireylerin hızlı değişen veya karmaşık çevrelere uyum sağlamasında hayati bir rol oynadığını ve bu sürecin bellek sistemlerinin daha iyi karar alabilmesine katkı sağladığını desteklemektedir. Unutkanlık ve yüksek zeka arasında doğrudan bir ilişki olduğu sonucuna varan bir çalışmaya ise rastlanmıyor.

Sonuç olarak;

Toronto Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmanın unutkanlığın yüksek zeka işareti olduğu sonucuna vardığı iddiası kısmen yanlış.