İddia şöyle;

Bir Instagram hesabı tarafından 19 Şubat 2024 tarihinde paylaşılan gönderide görselin Atatürk döneminde çıkan sığınmacı yasasında “Türk soylu olmayanlar istediği yere yerleşemez. Anadili Türkçe olmayanlar müstakil mahalle kuramaz, işçi ve sanatçı kümesi oluşturamaz. Ecnebilerin bir belediyedeki nüfusu %10’u geçemez.’’ metinlerinin yer aldığı iddia edildi.

İddia DOĞRU
→ ‘’Atatürk’ün Sığınmacı Yasası’’ adında bir kanun olmasa da iddiada yer alan maddeler 1934 yılında yürürlüğe giren 2510 sayılı İskan Kanunu’ndan alınmış.
→ 2510 sayılı İskan Kanunu’nda Balkan ülkelerinden gelen muhacirlerin yerleştirilmesi, nüfusun homojenleşmesi ve toprak ağalığına çözüm getirilmesi amaçlanmış.
Görsel 1934 İskan Kanunu İçinde Geçen Maddeleri Gösteriyor
2011’de başlayan Suriye İç Savaşı çevre ülkelere yoğun bir sığınmacı akışına neden olmuş ve 6,5 milyonu aşkın Suriyeli çevre ülkelere sığınmak durumunda kalmıştı. Şubat 2024 itibarıyla da Türkiye’de geçici koruma kapsamında 3,1 milyon Suriyeli sığınmacı bulunuyor. Bu durum da Suriyeli sığınmacılarla ilgili sorunların Türkiye siyasi gündeminin başlıca maddelerinden biri haline getirdi. Konunun kutuplaştırıcı boyutu sosyal medya platformlarında da kendini görünür kılıyor. Farklı siyasi gruplar arasındaki tartışmalarda çeşitli dönemlerin karşılaştırılması oldukça yaygın. Söz konusu paylaşım da arka planda sığınmacılar konusunda “gevşek” tutum aldığını düşündüğü mevcut hükümetleri eleştirerek Atatürk döneminde geçerli olan yasanın daha sert hükümler içerdiğini gösterme amaçlı bir iddia içeriyor. 
İddiada paylaşılan görselde Atatürk’ün sığınmacı yasasının yayımlandığı iddia edilen 21 Haziran 1934 tarihli Resmi Gazete yayını görünüyor. Yayında;  ‘’Atatürk’ün sığınmacı yasası: Türk soylu olmayanlar istediği yere yerleşemez. Anadili Türkçe olmayanlar müstakil mahalle kuramaz, işçi ve sanatçı kümesi oluşturamaz. Ecnebilerin bir belediyedeki nüfusu %10’u geçemez.’’ metni yer alıyor. 
“Atatürk’ün sığınmacı yasası” kalıbını Atatürk döneminde (1923-1938) sığınmacılarla ilgili çıkan bir yasa olarak çıkarsamak mümkün. Resmi Gazetede paylaşımdaki  21 Haziran 1934 tarihine bakıldığında 2510 sayılı İskan Kanunu’na ulaşılabiliyor. Kanun 14 Haziran 1934 tarihinde TBMM’de kabul edilmiş ve  9 Fasıl ve 52 maddeden oluşuyor. 

21 Haziran 1934'te Yayınlanan Resmi Gazete

İddiada yer alan metinler ayrı ayrı incelendiğinde, ‘’Sığınmacı kanunu’’ adı altında Resmi Gazete’de yayımlanan İskan Kanunu’nun ayrı ayrı maddelerinden birleştirildiği anlaşılıyor. İddia metninin ilk cümlesinde ‘’Türk soylu olmayanlar istediği yere yerleşemez.’’ cümlesinin aslında yayımlanan İskan Kanunu’nun 7. maddesinin B fıkrasında geçen Muhacirlerin ve mültecilerin kabulü başlığı altında ‘’Türk ırkından olmıyanlar, Hükümetten yardım istemeseler bile, Hükümetin göstereceği yerde yurt tutmağa ve Hükümetin izni olmadıkça buralarda kalmağa mecburdurlar. …’’ cümlenin sadeleştirilmiş hali olduğu anlaşılıyor.
‘’Anadili Türkçe olmayanlar müstakil mahalle kuramaz, işçi ve sanatçı kümesi oluşturamaz.’’ iddiası da İçerde, nakiller, kültür ve idare tedbirleri başlığı altında 11. maddenin A fıkrasında yer alan ‘’Ana dili Türkçe olmıyanlardan toplu olmak üzere yeniden köy ve mahalle, işçi ve sanatçı kümesi kurulması veya bu gibi kimselerin bir köyü, bir mahalleyi, bir işi veya bir sanati kendi soydaşlarına inhisar ettirmeleri yasaktır.’’ cümlesinden alındığı anlaşılıyor. 
‘’Ecnebilerin bir belediyedeki nüfusu %10’u geçemez.’’ iddiası ise yine aynı faslın 11. maddesinin C fıkrasında yer alan kanuna dayanıyor. Bu metin de aslında ‘’Kasabalarda ve şehirlerde yerleşen ecnebilerin tutarı belediye sınırı içindeki bütün nüfus tutarının yüzde onunu geçemez ve ayrı mahalle kuramazlar.’’ şeklinde düzenlenmiş. 
2510 Sayılı İskan Kanunu
Lozan Antlaşması’nda ek madde olarak Türkiye ve Yunanistan arasında imzalanan mübadele anlaşması sonrasında özellikle Balkan ülkelerinden ‘’muhacir’’ler Türkiye’ye yerleşmişti. Bu yerleşimin nasıl olacağı 1923 ve 1926 yıllarında çıkarılan İskan Kanunları ile düzenleniyordu. 
Atatürk Ansiklopedisi’ne göre; 1934’te yürürlüğe giren 2510 sayılı İskan Kanunu’nda ise önceki iskan politikalarında yaşanan sorunlar gözetilerek 4 temel sorunun çözümü amaçlanmıştı. Bunlar; boş toprakların işlenmesi, içerideki unsurların temsili, dışarıda (Balkanlarda) kalan unsurların kurtarılması ve toprak ağalarının elinde olan arazilerin kullanılması ve toprak sorununa çözüm bulmak. 2510 sayılı İskan Kanunu’nun maddeleri de bu sorunları çözmek doğrultusunda düzenlenmişti. 

Sonuç olarak;

Görselin Atatürk'ün Cumhurbaşkanlığı döneminde yürürlüğe giren İskan Kanunu'na ait maddeleri gösterdiği iddiası doğru.