Küresel Isınmanın Gerçek Olmadığı İddiası Doğru mu?
PolitikaÇevre & İklim
İlk yayın :
25 Mart 2021
Bir Instagram sayfası tarafından 24 Mart 2021 tarihinde yapılan paylaşımda Meteorolog John Coleman’ın küresel ısınmanın gerçek olmadığına dair iddialarına yer verildi.
Paylaşımda geçen metin şu şekilde:
Küresel ısınma ve korona propagandaları aynı yöntemi kullanıyor! Meteorolog John Coleman. Weather Channel'in kurucusu ve ilk yöneticisi.60 yıl hava şartlarını inceleyip insanları bilgilendirmiş. 6 sene önceki konuşmasında küresel ısınmanın manipülatif bir hipotez olduğunu, gerçek olmadığını söylüyor. Ve bunu söyleyen sadece o değil
İddia daha önce Snopes tarafında da incelenmiş.
John Coleman Kimdir?
John Coleman, Amerika bir hava durumu spikeri olarak görev yapıyordu. Coleman’ın kariyeri 1953 yılında akşamları yayınlanan bir hava durumu programı ile başlamış. 1957 yılında gazetecilik eğitimini Urbana-Champaign Illinois Üniversitesi’nde tamamlamış ve WMBD-TV’nin hava durumu sunucusu olmuş. Coleman 1982 yılında Frank Batten ile birlikte Weather Channel kanalını kurmuş. 2007 yılında küresel ısınmayı reddeden bir konuşma yaptı. 2015 yılında Intergovernmental Panel on Climate Change’e bir açık mektup yazarak yükselen karbondioksit seviyeleri ile yükselen sıcaklıklar arasında doğrudan bir korelasyonun olmadığını iddia etmiş. Küresel ısınmayı tarihin en büyük dolandırıcılık olayı olduğunu savunmuş. İklim bilimi alanında çalışan bilim insanları Coleman’ın gazetecilik diplomasına sahip olduğunu ve iklim değişikliği hakkında herhangi bir bilimsel araştırma yapmadığını açıklamasını yapmış. Coleman’ın küresel ısınmanın gerçek olmadığını savunması Amerikan Meteoroloji Derneği’nden ayrılmasına sebep olmuş.
Küresel Isınmanın Kanıtları
Karbondioksit ve diğer gazların etkileri 19. yüzyılın ortalarında kanıtlandı. Sera gazı düzeylerinin artmasıyla dünya ısınmaya başladı. Grönland, Antartika ve tropikal dağ buzullarından çekilen görüntüler, sera gazı düzeylerinin iklim sistemini nasıl etkilediğini gösteriyor. Küresel ısınmanın birden fazla kanıtı var. Küresel sıcaklık artışı bunlardan biri. Gezegenin ortalama yüzey sıcaklığı 19. yüzyılın sonlarından bu yana 1,18 santigrat derece yükseldi. Sıcaklığın yükselmesi artan karbondioksit emisyonları neden oldu. 2016 ve 2020 yıllarında rekor seviyelerde en sıcak yıl olarak kayıtlara geçti. Amerika Birleşik Devletleri’ndeki rekor yüksek sıcaklık olayları artarken, rekor düşük sıcaklık olayları 1950 yılından bu yana azalıyor. Ayrıca, ABD yoğun yağış gibi ekstrem olaylara tanık oluyor.
Grönland ve Antarktika'daki buz tabakaları kütlesel olarak azalıyor. NASA’nın verilerine göre, Grönland 1993 ve 2019 yılları arasında ortalama 279 milyar ton buz eriyor. Ankartika ise yılda yaklaşık 148 milyar ton buz eriyor.
Sanayi devriminin başlamasından bu yana, yüzey okyanus sularının asitliği yaklaşık %30 arttı. Bu artışın temel sebebi insanların atmosfere daha fazla karbondioksit yaymasının ve dolayısıyla okyanusa daha karbondioksit emilmesinin bir sonucu. Geçen yüzyılda ise deniz seviyesi yaklaşık 20 santimetre yükseldi. Son 20 yıldaki oran ise geçen yüzyılın neredeyse iki kat ve her yıl biraz daha artıyor.
Küresel Isınmanın Gerçek Olmadığı İddiası Doğru mu?
Weather Channel’in kurucusu John Coleman 2007 yılında küresel ısınmayı “tarihteki en büyük aldatmaca” ve “imal edilmiş kriz” olarak nitelendirdi. Geniş kitlelere ulaşan bir makale yazdı ve Haziran 2008’de ise San Diego Ticaret Odası’nda küresel ısınmanın fosil yakıtlara özellikle de benzine yönelik saldırı olduğuna dair konuşma yaptı. Coleman iklim bilimi ya da benzer disiplinlerden bir diploma sahibi değildi. Gazetecilik mezunu olan ünlü spiker iklim bilimi alanında herhangi bir araştırma yapmamış.Gündemde olan ve süregelen tartışmaları tekrar etmiş.
İklim bilimi alanında okuyan ve çalışan araştırmacılar, John Coleman’ın küresel ısınmaya dair açıklamalarını argümanlar sunarak satır satır çürütmüşler.
Paris Anlaşması Nedir?
Paris Anlaşması, iklim değişikliği konusunda yasal olarak bağlayıcı uluslararası bir anlaşma. 12 Aralık 2015 tarihinde Paris’te 196 taraf ülke tarafından kabul edildi ve 4 Kasım 2016’da yürürlüğe girdi. Anlaşmanın temel amacı, küresel ısınmayı sanayi öncesi seviyelere indirerek 1,5 santigrat derece ile sınırlandırmak. Uzun vadeli sıcaklık hedeflerine ulaşmak için en kısa sürede sera gazı emisyonlarında küresel zirveye ulaşmayı hedefliyor. Paris Anlaşması iklim krizinde önemli bir dönüm noktası olarak görülüyor. İlk kez uygulanan bu bağlayıcı anlaşma tüm ülkeleri iklim krizi ile mücadele etme ve etkilerine uyum sağlama görevini üstleniyor. Paris Anlaşması’nın uygulanması ekonomik ve sosyal dönüşüm gerektiriyor. İhtiyacı olan ülkelere mali, teknik ve kapasite geliştirme desteği sunuyor.
Paris Anlaşması bugüne kadar iklim krizi eylemlerinin hala sınırlı olmasına rağmen düşük karbonlu çözümler ve yeni pazarlar ortaya çıktı. Giderek daha fazla ülke, bölge, şehir ve şirket sıfır karbon hedefliyor. Bu eylemler en çok enerji ve ulaşım sektörlerinde belirgin. İklim krizine karşı bu mücadele yeni iş fırsatları da yarattı. 2030’a kadar sıfır karbon ve küresel emisyonların %70’ni temsil eden sektörlerde rekabet olması bekleniyor.
İddia YANLIŞ
Bir Instagram sayfası tarafından yapılan paylaşımda küresel ısınmanın gerçek olmadığı iddia edilmişti. Söz konusu iddia, Amerika’da hava durumu sunan John Coleman isimli spikerin videosu ile paylaşılmış. Coleman, 2007 ve 2008 yılında yaptığı açıklamada küresel ısınmanın gerçek olmadığını iddia etmiş. İklim bilimciler Coleman’ın argümanlarına karşı çıkarak bir makale yayınlamış. Küresel ısınmanın gerçek olmadığı iddiasını çürütmüşler.
Sonuç olarak;
Küresel ısınmanın gerçek olmadığı iddiası
İLGİNİ ÇEKEBİLİR
Video Los Angeles Yangınında John Cena’nın Yanmayan Evini mi Gösteriyor?
Türkiye’nin 2023 Duygu Karnesi: Stresli ve Kaygılı
Küresel Terörizm Endeksinde Türkiye’nin Yeri
Almanya Kaçak Sığınmacıları Daha Hızlı Gönderme Konusunda Türkiye ile Anlaştı mı?
Fotoğraf Hizbullah Tarafından Öldürülen Bir Çocuğu mu Gösteriyor?
Dünya’nın İklim Güvenliği Alarm Veriyor
Yeni Dünya Düzeni
Ekonomik İşbirliğinden Küresel Etkiye: BRICS’in Evrimi
Yusuf Dikeç TIME Dergisine Kapak Oldu mu?
Olimpiyatlarda Biyolojik Cinsiyet Tartışmaları