Türkiye’de kamuda çalışan kişi sayısı gündemi dönem dönem meşgul eden konuların başında geliyor. Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi M. Koç’un, Koç Topluluğu'nun Cumhuriyet'in 100. yılı ve topluluğun 97. yılı onuruna hazırladığı röportajlar serisinde yaptığı "Devlette 5,5 milyon kişi çalışıyor. Dolayısıyla 2 milyon kişiyle bu devlet rahatlıkla döner.” açıklamasının sosyal medyada yeniden paylaşılmasıyla da memur sayısı son günlerin gündem maddesi haline geldi. 
Aslında tartışmanın birçok boyutu var. Sosyal medyada izlediğimiz boyutu asgari ücrete yapılmayan zam ile “resmi” enflasyon karşısında gelir erimesine uğrayan birçok özel sektör çalışanıyla Haziran 2024 enflasyonu açıklanmasıyla yılın ikinci yarısına %19,3 zamlı maaşlarla giren memurlar arasında. Diğer boyutları ise kamu kesiminde çalışma rejimindeki sağlıksız yapı ve artan yolsuzluk algısıyla ilgili. 
Bu yüzden “Türkiye’de memur sayısı fazla mı?” sorusuna verilecek bir cevapta olgular kadar yapısal sorunlardan kaynaklı algılara da yer vermek gerek. 
2024 İlk Çeyrekte Kamu İstihdamının Toplam İstihdama Oranı Yüzde 16,4
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığının 2024 1. Çeyrek verilerine göre, Mart 2024 itibarıyla toplam kamu personel sayısı 5.238.424 kişi. Bu kamu personeli sayısının %66,3’ünü kadrolu, %7,2’sini ise sözleşmeli personeller oluşturuyor. Yaklaşık 1,3 milyon kamu işçisi ise toplam kamu personeli sayısının %24,5’ine tekabül ediyor. 
TÜİK tarafından açıklanan 1. Çeyrek İşgücü İstatistikleri’ne göre Türkiye’de istihdamdaki nüfus sayısı 32 milyon seviyelerinde. Yapılan hesaplama 2024’ün ilk çeyreği için Türkiye’deki kamu personeli sayısının toplam istihdamın %16,4’ü olduğunu gösteriyor. 

2024, 1. Çeyrek

Toplam 5.238.424
Kadrolu Personel3.471.190
Sözleşmeli Personel378.013
Sürekli İşçi1.237.626
Geçici İşçi 48.148
Diğer103.447
Türkiye’de Kamu Çalışan Oranı OECD Ortalamasının Altında
Türkiye’deki kamu çalışan oranı OECD ülkeleriyle karşılaştırılabilir. OECD her yıl kamu sektörünün büyüklüğü, kamu çalışanlarının dağılımı ve kamu hizmetlerinin etkinliği gibi konular ele alan, kamu yönetimi ve kamu istihdamı konularında geniş kapsamlı veriler sunan “Bir Bakışta Hükümet” adlı raporunu yayımlıyor. 2023 raporunda son veriler OECD’ye üye ülkelerin 2021 yılı kamu çalışan oranı verilerini içeriyor. 2021 verilerine göre toplam istihdam içinde kamu istihdam oranında OECD ortalaması yüzde 18,6. 2021 için Türkiye’de bu oran bu oran yüzde 13,4 olarak kaydedilmiş ve Türkiye 36 ülke içinde 31. olarak yer almış. Türkiye’nin en güncel verisini dikkate alsak bile kamu çalışan oranında OECD ortalamasının gerisinde olduğu görülebiliyor. 
Show more

Bu alanda en yüksek oransa İskandinav ülkelerine ait. Toplam istihdam içinde kamu çalışanı oranının en yüksek olduğu ülkeler yüzde 30,9 ile Norveç, yüzde 29,3 ile İsveç, yüzde 28 ile Danimarka ve yüzde 25,4 ile Finlandiya. En düşük oranlara sahip ülkelerse yüzde 4,6 ile Japonya ve yüzde 8,8 ile Güney Kore.
Avrupa’da Türkiye En Düşük Dördüncü Orana Sahip
OECD’nin 2021 verilerinde Avrupa’da Türkiye’nin yüzde 13,4 oranından daha düşük orana sahip üç ülke bulunuyor. Yüzde 11,4’lük oranla Almanya bu alanda Avrupa’da en düşük orana sahip ülke olurken, Almanya’yı yüzde 11,2’lik oranla İsviçre ve yüzde 12,1’lik oranla Hollanda takip ediyor.
Show more

Kamu İstihdamında Kadın Oranı Yalnızca Yüzde 35
OECD verilerinde yer alan kamu sektöründeki cinsiyet ayrımı incelendiğinde OECD üye ülkelerinde kadın istihdamının erkek istihdamından daha fazla olduğu bir eğilim görülüyor. Ancak Türkiye’de durum farklı seyrediyor. TÜİK’in Nisan 2024’e ilişkin İşgücü İstatistiklerine göre istihdam oranı erkeklerde yüzde 66,9’ken kadınlarda yüzde 32,5 olarak gerçekleşti. OECD verilerine göre de bu durum kamuda da kendini gösteriyor. Örneğin İsveç’te kamuda çalışanların yüzde 77,5’i, Finlandiya’da yüzde 72’si, Birleşik Krallık’ta yüzde 65,6’sı, Fransa’da yüzde 64’6’sı kadınken Türkiye’de bu oran yüzde 34,8. Bu oranla Türkiye 42 ülke arasında en düşük orana sahip ülke olarak öne çıkarken, Türkiye’ye en yakın oran yüzde 39,6 ile Lüksemburg’ta.
Kamu Sendikacılığı: Güçlü mü, Bağımlı mı?
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yayınlanan çalışma istatistiklerine göre 2023’te Türkiye’de işçiler arasında sendikalaşma oranı %14,4. Bu oran kamu görevlilerinde ise %74,5’e çıkıyor. 
Türkiye’deki kamu görevlileri özelinde yüksek sendikalaşma oranlarının, kamu görevlilerinin örgütlenme bilincine sahip olduklarını gösterip göstermediğiyse oldukça tartışmalı bir konu. 2001’de kabul edilen 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu kamu çalışanlarının sendikalaşma ve toplu görüşme süreçlerini düzenleyen ilk özel yasa olurken, bu yasayla kamu görevlilerinin sendikal hakları yasal bir çerçeveye oturtuldu.  Bu kanunla  kamu çalışanlarının sendikalaşma hakkı detaylandırıldı ve toplu görüşme sürecini tanımlandı. En çok üyeye sahip sendikalar toplu görüşmelerde avantajlı hale getirildi. 
2010 yılında yapılan anayasa değişikliğiyle ise Anayasa'nın 53. maddesi yeniden düzenlendi ve kamu görevlilerine toplu sözleşme hakkı tanındı. Ancak bu hak, grevi içermeyen zorunlu tahkim mekanizması ile sınırlandırıldı.
Kamu sendikacılığında 21. yüzyıl Türkiye’sinde bu değişimler yaşanırken sendikalı üye sayısında da kayda değer bir artış yaşandı. 2 Temmuz 2002 tarihli Resmi Gazete’de 650 bin 770 kişi olarak belirtilen sendikalı kamu emekçisi sayısı, 2023 yılındaki resmi verilere göre yaklaşık 2 milyonu aşmış durumda. Açıklanan resmi verilerde emekçilerin üye olduğu konfederasyonlar da ayrıca dikkat çekiyor. 
2002 yılında 41.871 üyesi olan MEMUR-SEN’in üye sayısı 2023’te yaklaşık 25 kat artarak 1.035.278’e çıktı. 2002’de 329.065 kişiyle en fazla üyeye sahip olan TÜRKİYE KAMU-SEN’in üye sayısıysa bu süreçte yaklaşık 1,6 kat artarak 552.948'e yükseldi. Aynı dönemde TÜRKİYE KAMU-SEN’den sonra en fazla üyeye sahip olan ve 2002’de toplam sendikalı sayısının yüzde 40’ını barındıran KESK’in üye sayısıysa yirmi yıl içinde 163.656’ya geriledi. 2002’den bu yana MEMUR-SEN’in kayda değer yükselişi dikkat çekiyor. 
MEMUR-SEN’in birçok uluslararası kuruluş tarafından iktidar partisiyle ilişkisinin sorgulanması kamu personelleri arasındaki sendikalaşmanın siyasi boyutu açısından sağlıklı bir devlet-çalışan ilişkisinin kurulamadığının önemli göstergelerinden biri. Bu ilişkinin en önemli yansıması son yirmi yıllık süreçte artan üye sayısı ve gücü. Bunun yanında kamu görevlilerinin toplu pazarlık yapma hakkına sahipken grev hakkından mahrum olmaları, rutin haline gelen sendikal hak ihlalleri ve sendikaların mali bağımsızlığı ile ilgili sorunlar kamu personellerinin çalışma hakları konusunda olumlu bir atmosfer sunmuyor. 
Show more

Liyakat ve Yolsuzluk Algı Endeksi
Türkiye’de kamu istihdamının birçok farklı çevre tarafından tartışılmasının temel sebeplerinden biri de liyakat meselesi. Liyakat, bir kişinin görevini etkili bir şekilde yerine getirebilme yeteneği ve deneyimine dayanırken, özellikle son yıllarda kamu görevlendirme süreçlerinde atanmaların siyasi kriterlere veya akrabalık ilişkilerine dayandığına; eğitim, sağlık ve adalet gibi kritik alanlarda yapılan atamalarda liyakat kavramının ikinci plana atıldığına dair haberler sıkça medyada yer alıyor. Bu çerçevede kamuda mülakatın kaldırılacağına dair vaatler de 28. Dönem Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimi sürecinde oldukça fazla konuşulmuştu. Devlet kadrolarına kimlerin, hangi usulle atandığına, neye göre seçildiğine dair toplum değerlendirmesindeki belirsizlik liyakat konusunu gündeme getirirken, kamu istihdamını da tartışmaya açmakta. 

Liyakat konusunun yanı sıra Türkiye’nin Yolsuzluk Algı Endeksi’ndeki durumu da dikkat çekici. Uluslararası Şeffaflık Derneği, her yıl kamu sektöründe ve politik alanda yolsuzluk algısının ne kadar yaygın olduğunu belirlemek amacıyla dünya genelinde 180’den fazla ülke ve bölgeyi değerlendiren “Yolsuzluk Algı Endeksi” yayımlıyor. Endekste her ülkeye 0 ile 100 arasında bir puan veriliyor. 0 puan en yüksek yolsuzluk algısını (en kötü durumu) ve 100 puan hiç yolsuzluk algısı olmadığını (en iyi durumu) temsil ediyor. Yüksek puan alan ülkeler, toplumda yolsuzluğun daha az algılandığı ve daha şeffaf bir yönetim anlayışının olduğu ülkeler olarak değerlendirilirken, düşük puan alan ülkelerde ise yolsuzluk algısının yaygın olduğu düşünülüyor. Türkiye 2023 yılı Yolsuzluk Algı Endeksi’nde 34 puanla 180 ülke arasından 115. sırada yer aldı. Bir önceki yıla göre iki puan kaybeden Türkiye, sıralamada 14 sıra geriledi.