İddia şöyle;

Bir Twitter hesabı tarafından 15 Mayıs 2022 tarihinde yapılan paylaşımda W.H.T Squires’in Halep Hatıralarım kitabında 1917’de Halep’te Arapların Türk askerlerini katletmesinden duyduğu üzüntüyü aktardığı iddia edildi.

İddiaların Kaynağı Ne?

İncelenen iddia sosyal medyada sıklıkla bu analizde ele alındığı gibi alıntılar, isim ve fotoğraftan oluşan hazır şablon ile paylaşılıyor. Paylaşımlarda kullanılan görsel ve anahtar kelimeler ile yapılan bir tarama, iddiaların en azından 2013’ten beri internet üzerinde yayıldığını ortaya koyuyor. Gönderinin asılsız olduğu birçok farklı platformda ele alınmış. Yine de paylaşımın Türkiye’nin sığınmacılar gündeminin yoğunlaştığı yıllar içinde popülerliğini yitirmemiş olduğu gözlemleniyor.
Henüz 2018’de İhsan Elhan’ın gönderinin asılsızlığını ispatladığı ve Malumatfuruş’un iddiaları çürüttüğü incelemelerine bağlantılar üzerinden ulaşmak mümkün. 
Sosyal medyada en sık yayılan yanlış bilgi türlerinden olan, tarihe dayanan uydurma, bağlamdan koparma veya çarpıtmalara dair Doğruluk Payı’nın şimdiye dek hazırladığı benzer birçok içeriğe ulaşılabilir.

W.H.T Squires Kimdir? ‘Halep Hatıralarım’ İsimli Bir Kitabı Var mı?

İddialarda çoğu zaman bir kadın hemşire olduğu öne sürülerek paylaşılan W.H.T Squires’in tam adı William Henry Tappey Squires (1875-1948), ABD/Virginia’lı, gezgin bir doktor. Kendisi bir kadın değil, erkek.
Gezgin doktor W.H.T Squires’in ‘Halep Hatıralarım’ adında bir kitabı olduğuna dair hiçbir kanıt yok. Yerli ve yabancı geniş kapsamlı kitap katalogları içinde, ‘W.H.T Squires -  Halep Hatıralarım’ adına yapılan taramalar, konu ile bağlantılı sonuçlar vermiyor. Yalnızca yazar ismi ile gerçekleştirilen bir araştırma ile ise W.H.T Squires’e ait kitaplara ulaşılabilir. 
İddialarda paylaşılan alıntının gerçek olup olmadığını ve W.H.T Squires’in hangi kitabına gönderme içerdiğini bulmak adına Tosun Saral’a ait ‘Kudüs Nasıl Kaybedildi?’ isimli makale ilk ipucunu sağlıyor. Makalede Halep yerine Kudüs’te yaşanan, W.H.T Squires’e atfedilen, iddialardakine benzer bir anı naklediliyor: 
“1921 yılında Kudüs’e giden Amerikalı Dr. W.H.T. Squires hatıralarında, Amerikan Hastanesinde Türk yaralı askerlere bakan bir Katolik hemşirenin, Türklerin şehri terk ettiklerini duyunca Türk yaralıları tedaviyi bırakarak gözyaşları içinde tanrısına şükür duası ettiğini yazmaktadır.”
Yazar, bu anıyı Michael J. Mortlock’ın The Egyptian Expeditionary Force in World War I: A History of the British-led Campaings in Egypt, Palestineand Syria kitabından nakletmiş. Mortlock ise bu anı için okuyucuyu W.H.T Squires’in “Peregrine Papers: A Tale of Travel in the Orient” kitabına yönlendiriyor. 

‘Doğuda Bir Seyahat Hikâyesi’nde Benzer Bir Anlatı Bulunuyor mu?

‘Doğuda Bir Seyahat Hikâyesi’ olarak çevirebileceğimiz kitapta, Halep’te yaşanan bir olay geçmiyor. Yazarın 1921 yılında Kudüs’te olduğu sırada, eski bir savaş hemşiresinden dinlediği, iddialardakine benzer bir hikaye ise ‘The Bulwarks of Zion’ bölümünde şöyle aktarılmış: 
“Kudüs'te bulunduğumuz sürenin en keyifli anlarından biri, şehrin tüccar prensi Fred Vester'ın zarif evinin salonunda, pazar öğleden sonra bir dua toplantısıydı. Bayan Vester, bana savaş deneyimlerini anlattı. O kraliçe gibi kadının anlatımı, betimleyici bir gerçekçilikte oldukça canlıydı. (...)
Bayan Vester, o olaylı sabah dua ve umut ederek, ağlayarak, bazen umutsuzluğa kapılarak hastanede çalışıyordu. Kederinin acısını herhangi bir eş ve anne anlayabilirdi. Tam bu sırada, Kaiser'in saati vurdu. Bayan Vester, bir Jön Türk'ün kırık bacağını tedavi ederken, başka bir hemşire sessizce kapıya gelip İngilizce olarak fısıldadı: "İngilizler Yafa Kapısında.". Bayan Vester, yaralı askerin bacağını bırakarak sokağa fırladı. Orada, Kaiser meydanında muhteşem bir Arap atına binen albaya benzer biri, bir heykel gibi, ona merakla bakan rengarenk kalabalığa bakıyordu. Bayan Vester sevinç histerisi içinde memurun yanına koştu, üzengiyi kavradı ve sanki kalbi kırılmış gibi ağlayarak koşumunun kirli kayışlarını öptü. "Ne yaptı?" diye sordum. "Kasını kıpırdatmadı ama ifadesi 'Kadın, deli misin?' der gibiydi. Aptal gibiydim." diye ekledi, gözleri yaşardı ve itiraf ediyorum ki boğazımda bir sıkışma hissettim.”

Paylaşılan gönderilerde W.H.T Squires adlı bir hemşirenin 1917’de Halep’te üç tabur yaralı Türk askeri tedavi etmekteyken Arapların saldırısı sonucu öldürülmeleri üzerine gözyaşlarını tutamayıp dışarıya çıktığı aktarılıyor. İddialar hemşirenin, aynı gün Kudüs’ü İngilizlerin ele geçirdiğini, Arapların bundan faydalandığını belirten görüşleriyle devam ediyor.
W.H.T Squires isimli bir yazara ait ‘Halep Hatıralarım’ başlıklı bir kitap yok. İddialarda adı geçen kişi, William Henry Tappey Squires Virginia’lı, misyoner ve gezgin bir doktor. W.H.T Squires’in 1921 yılında Kudüs’te bulunduğu bir sırada eski bir savaş hemşiresinden dinlediği, tema olarak benzer bir hikâyenin yer aldığı “Seyahat Notlarım: Doğuda Bir Seyahatin Hikayesi” adlı bir kitabı bulunuyor. İddialarda paylaşılan hikâye, buradan devşirilmiş. Squires’in aktardığı hikâye incelendiğinde hikâyenin detaylarının oldukça bozulmaya uğradığı gözlemleniyor.
Kudüs’te görev alan bir hemşire yaralı bir Jön Türk’ün bacağını sararken, başka bir hemşirenin gelip “İngilizler Yaffa Kapısı”nda haberini vermesi üzerine hastayı olduğu gibi bırakıyor, ağlayarak dışarı çıkıyor ve İngiliz subayın yanına koşuyor, atının koşumlarını öpüyor. 
Detaylı bir araştırma Squires’e atfedilebilecek, iddialarda paylaşılan hikâyeye en yakın örneğin yukarıda aktarılan anı olduğunu gösteriyor. İddialarda hikâyenin bağlamından koparıldığını ve bazı kısımlarının tamamen uydurulduğunu gözlemlemek mümkün.

İddia YANLIŞ

Bir Twitter hesabı tarafından yapılan paylaşımda, W.H.T Squires adlı bir hemşirenin ‘Halep Hatıralarım’ kitabında, 1917’de savaş sırasında yaralı Türk askerlerini Arapların öldürüşüne şahit olması üzerine gözyaşlarını tutamadığı bir anısını aktardığı iddia edilmişti. W.H.T. Squires, bir kadın değil, erkek. Virginia’lı gezgin bir doktor olan Squires’in ‘Halep Hatıralarım’ isimli bir kitabı bulunmuyor. İddialardakine benzer bir hikâye, yalnızca “Seyahat Notlarım: Doğuda Bir Seyahatin Hikayesi” kitabında eski bir savaş hemşiresinden dinlediği bir anı olarak yer alıyor. İddialarda bu anı büyük oranda bağlamından koparılmış ve büyük bir kısmı uydurulmuş olarak aktarılıyor. Hikâyenin orijinalinde Kudüs’te hemşire bir kadın bir Jön Türk’ün bacağını tedavi ederken İngilizlerin Kudüs’e hakim olduğunu öğreniyor ve sevinç içinde gözyaşlarını tutamayıp, hastayı olduğu gibi bırakıp dışarı çıkıyor.

Sonuç olarak;

W.H.T Squires'in, ‘Halep Hatıralarım’ kitabında Halep’te Türk askerlerini Arapların katlettiğini aktardığı iddiası yanlış.